Fatih Terim ve futbolcuları cumartesi sabahı uyanıyorlar. O gece çok kritik bir deplasman maçına çıkılacak. Büyük bir motivasyon var. Ama öyle acı bir haber geliyor ki tüm zihinler bir anda allak bullak oluyor. Hepimizin yüreğini yakan, barış için toplanan masum insanların hedef alınıp acımasızca katledildiği lanet olası bir terör saldırısı. İşte Milli Takımımız, maçın da önüne geçen böyle olumsuz bir tabloda sahaya çıktı. 60. dakikaya kadar oyuna hükmeden, baskılı bir futbol sergileyen, topa sahip olma oranı yüzde 65 olan Çek Cumhuriyeti'ydi.
Biz kazandığımız topları çabuk kaybediyor, hücum girişimlerinde çok yetersiz kalıyorduk. Ancak oyun disiplinimiz, hırsımız ve mücadelemizle planladıklarımızı sahaya yansıtamasak da hiç iyi oynamasak da ne yapıp yapıp bu maçı kaybetmeyeceğizin mesajını veriyorduk. Kazandığımız penaltı golüyle bir anda büyük moral bulunca, saha içi dengeler tamamen değişti. Son 30 dakikada sahada sadece biz vardık. Rakibi oynatmadık. Biz oynadık ve de zoru başardık. Zor günlerin adamı Fatih Terim belki de bugüne kadar kendisi için üzüntüden en zor gecede deneyimiyle ve soğukkanlılığını koruyarak futbolcularına kenardan itici güç oldu. Bu gece grup liderinin karşısına çıkıyoruz. İzlanda'nın gücü ve son performansları ortada. Ama Konya'da 40 bin coşkulu taraftar önünde ne yapıp edip üçüncülük biletini biz alırız.