Galatasaray ilk yarım saat oyuna hiç hükmedemedi. Mersin İdmanyurdu hem top kullanan hem de etkili pres yapan üç orta sahası ile önde basıp G.Saray'ı bozdu. Kazandıkları her topta da hücumu düşündüler. Ancak çoğu zaman yanlış pas tercihleri ile üretkenlik sıkıntısı çektiler. Bir de oyunda üstün oldukları bu bölümde kendi bireysel hataları ile Burak'a net bir pozisyon şansı verdiler. 30. dakikada saha içi dengeler değişti. Takımın düşük performansından huzursuz olan seyirci, Mersin kalecisi Muammer Zülfikar'ın ayakkabılarını bağlamayı uzatmasına sinirlenip, agresif bir tezahürat başlattı bunun sonucunda Galatasaraylı futbolcular da hırslandı ve devre sonuna kadar oyunu karşı kaleye yıkıp, gol aradılar.
İkinci yarı temposu, mücadelesi, müthiş pozisyonları ile nefes kesen bir 45 dakikaya sahne oldu. Bu devrenin hemen başında, G.Saray yenik duruma düştü. Bu ilerleyen bölümler için muhtemelen büyük bir sıkıntı yaratacaktı. Ancak santra ile beraber Yasin'in sürüklediği atakta, sahada kaldığı sürece hiçbir olumlu hareket yapmayan Podolski beraberliği sağladı. Ondan sonra maçta tempo arttı. Galatasaray'ın yoğun baskısı ve pozisyonları meydana geldi. Buna karşılık Mersin İdmanyurdu da pes etmiyor, mücadele ediyor, fırsat buldukça da atak geliştiriyorlardı. Kaleci Muammer sahada adeta devleşti. Hele Burak'ın kafasında adeta uzayarak yaptığı mükemmel kurtarışını taktir etmemek mümkün değildi. Mersin Murat'ın şut atacak gibi gösterip verdiği mükemmel asistte Khalili ile net fırsatı harcadı. Son dakikalara kadar G.Saray gol aradı ama bulamadı. Bana göre Hamza Hamzaoğlu, aynı anda yaptığı ilk iki değişiklikte sahaya sürdüğü ve oyundan aldığı isimler doğruydu ancak geç kalınmış bir hamleydi.
Sonuçta Galatasaray önemli 2 puan kaybetti. Atletico Madrid maçı öncesi de istediği morali bulamadı. Ben dün gece Galatasaray'da en çok Sneijder'i beğendim. Selçuk İnan'ın son dakikada gördüğü kırmızı kart doğruydu. Mersin İdmanyurdu sezona şanssız başlamıştı ama dün akşam iyi mücadele ederek ve puan alarak biraz olsun moral buldu.