Dün gece futbol kalitesi yüksek olmasa da tempolu, heyecanlı, bol hatalı, gollü ve de her yönüyle çok ilginç bir derbi izledik. Maç daha 30. saniye dolmadan Umut'un kaçırdığı çok net bir pozisyonla başladı. Ardından Melo, Fernandes'in kullandığı serbest vuruşla kendi kalesine gol attı. Bundan sonra devre sonuna kadar tek yönlü bir futbol izledik. G.Saray, etkili bir takım savunmasıyla hem rakibi oynatmadı hem de kendisi oynayan taraf oldu.
Çizgi halindeki Beşiktaş defansının arkasında genişlik bırakmasına, Escude ile Sivok uyumsuzluğu da eklenince G.Saray pozisyonlar buldu. Yoğun baskı altında kalan ama çok koşup yürekten oynayarak ayakta kalmaya çalışan Beşiktaş, devre sonunda bu defa Semih'in hatası sonrası Holosko'nun golüyle tekrar skor avantajı yakaladı. Ama hemen sonrasında kornerden yenen basit gol, ikinci devre öncesi çok moral bozucuydu.
Yardımcının işgüzarlığı
İkinci yarının hemen başında Hakan Balta'nın hatasından Holosko bir gol daha bulunca o dakikaya kadar G.Saray lehine olan saha içi dengeler değişti. Rakibine basan ve kendi oynamaya çalışan Beşiktaş gündeme geldi. Beşiktaş, son 10 dakikaya kadar hem oyunda üstünlüğü ele aldı hem de zaman zaman gole yakın ataklar yaptı. Ama sonra penaltıdan gelen gol tekrar dengeleri değiştirdi ve G.Saray son ana kadar yoğun baskıyla tekrar üç puanı arayan takım oldu. Sonuçta puanlar paylaşıldı.
İkinci devre oyunun bu kadar değişmesinde Fatih Terim'in de önemli bir yanlışı vardı. İlk yarı 2-2 bitmişti ama G.Saray her yönüyle sahanın hakimiydi. Bu durumda Melo'yu çıkartıp Emre'nin alışık olmadığı ikinci ön libero görevine monte edilmesi, takımın alışılmış kurgusunu bozdu.
Bülent Yıldırım penaltıya kadar çok iyi maç yönetti. Penaltı kararında yardımcı hakemin gereksiz işgüzarlığının kurbanı oldu. Ondan sonra da maçın sonuna kadar bütün yönetimi alt üst oldu.