Galatasaray, Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu kutladı. Galatasaray'ın bu jestini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yayınlayacak tabii. Çünkü F.Bahçe-Galatasaray ruhu o. "Ezeli rakip-ebedi dost" gerçek bir sözcüktü. Ama şu anda o böyle bir yazılı jest olarak geçiyor sadece. Sen şimdi Aziz Yıldırım ile Ünal Aysal'ın dost olabileceklerine inanıyor musun? Onlar el ele vermezlerse, onlar kol kola, onlar birbirlerini ağırlamazlarsa, onlar ortaya çıkıp beraber Ankara'ya, Başbakan'a gidip, "Sayın Başbakan bu deplasman yasaklarını kaldırın. Biz taraftarımıza hakim oluruz, merak etmeyin" demezse dostluk olur mu?
Bir yandan bu yönetimler bir yandan medyadaki amigolar yangına körükle gidiyorlar, ondan sonra olan o zavallı tribündeki adama oluyor. Düşünebiliyor musun şu "seyircisiz" denen maçta atılan meşale ile iki çocuk yaralanıyor. Sen kendini bir anne-baba olarak düşün: Oğlunu ya da kızını maça gönderiyorsun, "Sağ salim gelecek mi?" diye endişe etmekten pazar günün zehir oluyor. Böyle bir şey olabilir mi ya!
YANAL'IN PERFORMANSINI GÖREMEDİK
Fenerbahçe şampiyon oldu, sizce Ersun Yanal ile devam edilmeli mi? Yanal'ın şampiyonluktaki payı nedir?
Şampiyonlukta Fenerbahçe'nin payını tartışıyorum ben, Ersun Yanal'ın değil. Yani altın tepside Fenerbahçe'ye sundu Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor, Eskişehirspor... Biz Ersun Yanal'ı değerlendirebileceğimiz bir şey izlemedik. Avrupa'da oynasaydı orada görecektik.
Avrupa'da da oynamadı Fenerbahçe bu sene. Onun için bilemiyoruz. Ama bu da daha önceden de dediğim gibi Aziz Yıldırım'ın kafasında dolaşan bin tilkiden biri. Hiç renk veriyor mu Aziz Yıldırım, "Ersun kalacak ya da gidecek" diye. Hepsi kendine bağlı. Adam diyor ki; "Fenerbahçe demek ben demek. Benim kaderim belli olmadan Fenerbahçe'nin hiçbir şeyi belli olmaz."
BU RESMEN DOLANDIRICILIK!
"Büyük takımların içinde Galatasaray en iddialı olması gereken takım. Çünkü boğazına kadar borç içine gömülmüş ve bu ekonomik durum içinde Şampiyonlar Ligi'ne doğrudan girmek Galatasaray'a nefes aldıracak. Buna rağmen Galatasaray sahada ölü gibi dolaşıyordu. Yani bunlar sezonu kapatmışlar. Beşiktaş Başkanı "Fener şampiyonluk kutlasın" diye demeç veriyor ve de bu hafta Biliç'in uyarısına rağmen saat sabahın 5'inde tabancaların patladığı sabıkalı bir gece kulübünde yakalanan ve de yaralanan adamları alıp Sivas'a maça götürüyor. Beşiktaş'ı Fikret Orman 3-0 mağlup etti zaten."
"Çok ağır bir deyim kullanıyorum ama bunların yaptığı resmen dolandırıcılık! Önce kulübü dolandırıyorlar, eşek yükü ile para alarak sonra beni dolandırıyorlar seyirci olarak maç ya da televizyonun önünde. Bu milyonluk adamları seyredeceğim diye ben program yapmıyorum, başka şeylerden vazgeçip onu seçiyorum. Ama adam sabahın beşinde gece kulübünden çıkıp maça geliyor. Parasını benim ödediğim adam!.. Televizyona verdiğim paralarla alıyorlar o milyonları. Bu para onların cebine giriyor ve onlar o paralarla "Linda" peşinde koşuyor. Adı Linda'ymış.
Bu gerizekalı futbolcuları yolan tipler var ya İstanbul'da... Bunlar belli gece kulüplerinde eğleniyormuş. Maçtan çıkınca bu azgınlar doğru en çok Linda'sı olan kulübe giderlermiş, o Linda'yı başkası daha önce ayarlamışsa hadi uzaktan onu kesme numarası. Başkasının daha önce kestiği Linda'yı sen de kesmeye başladığın zaman kavgalar, gürültüler, tabancalar... Futbolcu yaşamı bu!.."
ÖZGE AYDIN