TUSAŞ'a yapılan hain terör saldırısını lanetliyorum. Bu saldırıda şehit olanlara Allah'tan rahmet, yaralananlara da acil şifalar diliyorum. Maçı bu üzüntü içinde izledik. Galatasaraylı oyuncular, izleyenlere ilk yarı cenneti, ikinci yarı da cehennemi yaşattılar. Soyunma odasına 3-0'lık skorla girmek bence Galatasaray'ın ilk yarıda oynadığı kaliteli futbolun karşılığı değildi. İcardi, Osimhen, Yunus, Barış, Mertens müthiş pozisyonlar buldular ama Elfsborg kalecisi Pettersson'u geçemediler.
İkinci yarı, Galatasaray'ın oyununa yine aynı virüs girdi. Futbolcular, "Biz bu maçı kazandık" havasına bürününce cehennem dakikaları başladı. İsveç ekibinin ilk golü göstere göstere geldi. İkinci golünde ise Barış Alper gibi profesyonel bir oyuncunun yaptığı hareket amatörce bile değildi. Okan hoca, Osimhen'i İcardi ile birlikte oynatarak 3-4-1-2 sistemini denedi. İlk yarıda bu sistem çok başarılı oldu. Üç şahane gol gördük, en az üç-dört tane daha Galatasaray'ın yüzde yüz gol pozisyonlarını kaçırdığında tanık olduk. 3-4-1-2'yi oynarsın ama futbolcularını doğru seçmen gerekir. Savunma üçlüsünden biri sprinter olmalı. Okan hoca, bu sistemde ısrar edece kse üçlünün solunda Ismail Jakobs oynar. Çünkü Abdülkerim ağır kalıyor. Abdülkerim artık çalım atma sevdasından vazgeçmeli. Çünkü kaptırdığı toplar Galatasaray'a pozisyon oluyor ve İsveç ekibi de üçüncü golü bu sayede attı. Birçok pozisyonda da hatalarını Yunus kapattı. Tabela açısından Galatasaaray, farklı kazanması gereken bir karşılaşmayı ecel terleri dökerek aldı.