Jelert basit oynamadı, seken topta Abdülkerim rakibini kovalayamadı, ağır kaldı, Köhn de yerini kaybetti, Monteiro'nun basit vuruşunda Muslera kurtarması gereken topu içeri aldı, Galatasaray erken yediği gol sonrası hücum eden taraf görünse de Young Boys çok akıllı oynadı. Ayağa pasları başarıyla yaptılar. Yüksek topların hepsini kazandılar. Galatasaray'ın baskılı olduğu anlarda sakatlık bahanesiyle oyunu soğuttular. Kalecileri üç kez oyunu durdurdu. Alman hakem Siebert de İsviçre ekibinin tuzağına destek oldu. İsviçre ekibinin sert oyununa izin verdi. Galatasaraylı oyuncular, rakibin temaslı oyunundan yıldı ve çok pas hatası yapıp, çok top kaybettiler.
Bireysel anlamda Barış, kaleye vurması gereken yerde pas verdi ve gol pozisyonunu kaybetti. Mertens karşı karşıya sağ ayağının dışıyla vurmak yerine sol ayağının içiyle vurmayı denemedi ve golü kaçırdı. Galatasaray dağınık bir görüntü sergiledi. Özellikle Abdülkerim, ciddi hatalar yaptı ve Monteiro'nun ikinci golünde yine rakibini kaçırdı. Galatasaray'ın elle tutulan tek pozisyonu, Torreira'nın kafa vuruşuydu. İsviçre ekibi, Galatasaray'dan üstün değildi ama Galatasaraylı oyuncular sanki ilk kez birlikte oynuyormuş gibi uyum konusunda birbirlerinden kopuktu. Bu kopukluk hatalarla birleşti ve iki gol yemeğe mal oldu. Okan Hoca'nın ikinci yarı Ziyech ile Batshuayi'yi oyuna alması Galatasaray'ın üzerindeki ölü toprağını attı. O Batshuayi attığı iki muhteşem golle Galatasaray'ın geri dönüşüne imzasını koydu. Abdülkerim'in neden olduğu şanssız penaltı ve gördüğü kırmızı kart, Galatasaray'ın İstanbul'daki turunu engellemez, çünkü G.Saray, taraftarı önünde Şampiyonlar Ligi biletini alır.