Mertens 85'te G.Saray'ın kazandığı penaltıda topun başına geçtiğinde sahadaki taraftarların, televizyondaki izleyenlerin bence duyguları kilitlendi. Çünkü iki yol vardı; Mertens penaltıyı gol yaparsa G.Saray şampiyonluk yarışında yara almayacaktı. Ya da Mertens penaltıyı kaçırdığında fark 4 puana çıkacak ve psikolojik bir dağınıklık olacaktı. Mertens, öyle bir vuruş yaptı ki top ağlarla buluştuğunda taraftarlar çılgına döndü. G.Saray, İcardi olmadan gol yollarında tıkanıyor. Okan Buruk artık Halil'i santrfor oynatmayı bırakmalı. Halil kadar gamsız bir oyuncu görmedim. Rakibi kovalamıyor, arkadaşlarıyla konuşmuyor, pozisyonu takip etmiyor, buluştuğu topları kolay kaybediyor. Genç Baran iddia ediyorum Halil'den çok daha fazla faydalı olur. G.Saray'da iyiler, vasatlar, kötüler diye 3'lü bir grup vardı. Muslera, Nelsson, Boey, Mertens, Kaan, Baran ve Berkan çok çalıştılar. Ndombele yoruluncaya kadar iyi, Torreira ve Abdülkerim vasattı. Barış Alper elekle su taşır gibiydi. Çok koşup iyi mücadele etmesine rağmen yerini çok kaybetti. Ceza alanı içerisinde pas vermesi gereken pozisyonlarda egoist davranıp isabetsiz şutlar attı. Zaha, Halil ve Tete üçlüsü resmen eksik oynattı. Adamın içinden geçer denilen Tete, rakip savunmaları bir kez bile aşamadı. Zaha defansı arkasına takacak hızlı atak bile yapamadı. G.Saray mehter takımı gibi oynadı. Galibiyet, şampiyonluk yarışında 3 puandan daha değerliydi. Olası bir beraberlik sadece futbolcu değil teknik heyeti de olumsuz olarak etkiler, yönetimin direncini kırardı. Yönetim sol beki halletmeli. İcardi'nin sıkıntısı devam ediyorsa santrfor da alınmalı.