G.Saray, insana sırtını koltuğa dayayıp rahat bir maç izlettirmiyor. Oyuncular aşırı güvenle oynadıkları için bazen gereksiz top kaptırıyor, bazen de final paslarında "Egoist" davranıyor. Öz güven doğru kullanıldığında skor avantajı getiriyor. Ancak öz güven aşırılığa kaçınca G.Saray gereksiz tehlikeler yaşıyor. Okan Buruk "Öz güven" ile "Kalite"yi dengelerse G.Saray çok pozisyon bulur, egoizm ortadan kalkar ve rakip kolay pozisyon bulmaz. Başakşehir'e karşı "Öz güven-Egoizm- Kalite" üçgeninde gidip gelen bir G.Saray izledim. Örneğin; yüksek kalitedeki Ziyech oyunda fazla görünmedi, rakibi fazla kovalamadı ama "Kontrol-Şut" ile ustalık kokan bir gol attı. İcardi hep yakın markajda oynadı. Penaltıyı riske girmeden gol yaptı. Tete hep ilk 11 başlamalı. Kanatta top tutuyor, içeri pozisyon alıyor, kolay çalım atıyor, kilit pas bırakıyor. Kerem Aktürkoğlu, çalışkanlığı, hırsı, mücadele gücü ve kazanma coşkusuyla G.Saray'ın kalbidir. Yürekten oynuyor. Kazandırdığı penaltı çabukluğunun ve pozisyon takibinin eseriydi. G.Saray uzun aradan sonra savunmada aradığı liderliği Davinson Sanchez ile buldu. Sanchez kendine güveni yüksek bir oyuncu, çok sakin oynuyor, topu akıllı kullanıyor, tehlikeyi hissettiğinde basit düşünüp riske girmiyor, doğru pozisyon alıyor, savunmadan da oyunu mükemmel kuruyor. En önemlisi G.Saray'ın kazandığı duran toplarda Sanchez ne kadar etkili olacağını gösterdi.
Not: Muslera, G.Saray'ın efsanesidir. Yenilen golde yine hata yapan Muslera kafasına göre kalesini terk etmemeli. Okan Buruk kaptanı ile mutlaka görüşüp gereken uyarıları yapmalıdır.