Başakşehir, 60 milyonun desteğini öylesine yüklenmiş ki maç boyu şampiyon olacak takım havasında mücadele ettiler. G.Saray, kazanarak şampiyonluk için dev bir adım attı ama ikinci yarı oynadığı oyun ile taraftarlarının nabzını tavan yaptırdı. İlk yarıda rakibini sahaya hapseden, inanılmaz pozisyonları final noktasında harcayan ancak haklı bir penaltı kazanan G.Saraylı oyuncuları ilk kez bu kadar panik ve telaş yaparken gördüm. Emre Belözoğlu, Başakşehir'in defansının önüne otobüsü çekmiş, G.Saray'ı hızlı hücumlarla avlamak istedi. Ancak G.Saraylı oyuncuların telaşlı oynamalarına rağmen cansiperane mücadele etmeleri, savunmaya yardım etmeleri Başakşehir'in pozisyon bulmasını engelledi. Sahanın yıldızı Torreira oldu. Ben bu kadar ikili mücadele kazanan ve rakipten top çalan en son Melo'yu görmüştüm. Torreira, maestro gibi oynadı, tekmeye resmen kafa soktu, sakatlanırım korkusunu hiç hissettirmedi. G.Saray'ın cesur yüreği gibi mücadele etti. Kazımcan iyi işlere imza attı. Kerem'in ısrarla İcardi'ye gol attırma hesapları bence takıntılı oldu. Okan hoca takım oyununu bozmamak adına oyuna geç müdahale ederek hata yaptı. Midtsjö, Kaan Ayhan orta alana dinamizm kazandırdı. İcardi de mükemmel bir penaltı vuruşu yaparken çalışkanlığı, rakip defansa yaptığı baskı ile göz doldurdu. Şampiyonluk yolunda en zorlu maç olarak Başakşehir'i görmüş olacak ki G.Saraylı oyuncular gereksiz bir skoru koruma telaşına girdiler. 5 puanlık fark büyük bir avantaj ama daha 4 maç var! "Başakşehir'i yendik, işler bitti" diyerek havaya girmemek lazım.