Galatasaray kongre üyelerinin sağduyu sahibi olanları doğru bir kararla Dursun Özbek'i başkan seçti. Nefes nefese, kıran kırana geçen bir seçime tanık olduk. İki başkan adayı da kadrolarını ve projelerini ortaya koyduklarında Dursun Özbek ile Eşref Hamamcıoğlu arasında ciddi bir fark vardı. Özbek'in ekibi hem deneyimli hem tecrübeli hem de donanımlıydı. Özelikle Erden Timur'un projeleri, Cemal Özgörkey'in Columbus projesi göz kamaştırıcıydı. Bu iki projeye karşı Hamamcıoğlu ciddi projeler üretemedi. Ama ne yaptı? Galatasaray seçimini söylemleriyle ve yarattığı algılarla siyasi bir seçim havasında yürütmeye çalıştı. Özellikle Habertürk'te yaptığı söyleşide "Ben bu seçimi İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimine benzetiyorum" demesi yanlıştı. Hele hele oyunu attıktan sonra Eşref Bey'in "Bugün burada Galatasaray'ın bağımsızlık seçimi yapılacak" demesi daha da şaşırtıcıydı. Benim bildiğim, tanıdığım Galatasaray camiası siyaset üstü bir kurumdur, dev bir markadır. Algı operasyonları, üstelik divan başkanlığı döneminde sürekli yerden yere vurduğu Mustafa Cengiz'in ekibinin oylarını alması ve çatışma yaşadığı Elmas'tan destek görmesi daha şaşırtıcıydı. Kazanmak kadar kaybetmek de bir onurdur. Dursun Özbek'in kazanması netleşince salondan ayrılan Eşref Hamamcıoğlu'nun bazı taraftarlarının çevreye öfke saçmaları doğru değildi. Galatasaray bu ayrışmalara son vermelidir. Özbek ve ekibinin kadro kalitesi Galatasaray'ın sorunlarına çözüm üretecek güçtedir. Sonuç; Dursun Özbek hiçbir TV konuşması yapmadan sadece projelerini anlatarak seçime girdi. Eşref Bey maalesef seçimi algı operasyonlarıyla kazanmaya çalıştı. Ama Galatasaray'ın sağduyulu üyeleri algılara değil, iş yapacak yönetime oy verdi. Galatasaray için hayırlı olsun…