Ayağımıza gelen fırsatı göz göre göre harcadık. Maçı uzatacak şansı Enes'e yapılan faul sonrası kazandığımız penaltıyı Burak ile dışarı attık. İki farklı devre oynadık. Milli Takım'ın hiç kalıcı bir oyun sistemi olmadı. Kadro tercihlerimiz hep formda oyunculara göre belirlendi. Ayrıca Milli Takım'ın hiç 3'lü savunma oynadığını görmedik. Dünya Kupası grup eleme maçlarına baktım; Hollanda, Norveç, Letonya, Cebelitarık ve Karadağ maçlarında "4-2-3-1, 4-4-2, 4-1-4-1" düzeninde oynamışız. 4'lü savunma oynama alışkanlığımız var. Savunmada Ozan Kabak, Merih ve Çağlar hiç birlikte oynamamış. Pas kaliteleri kısıtlı bu üçlü mücadele anlamında iyiydi ama topu oyuna etkili sokamadı. Almanya ve Sırbistan 3'lü savunma yaparak Portekiz'i yendi diye 3'lü oynamanın bedelini ilk yarıda iki basit gol yiyerek ödedik. İlk 15 dakika oyunu kontrol edemediğimiz için 4 net pozisyon verdik, biri gol oldu. Orkun'u göbekte yalnız bırakıp destek vermediğimiz için orta sahada kalabalık olamadık ve Portekiz elini kolunu sallayarak kalemize geldi. Önde top tutamadık. Kenarlardan etkili hücumlar yapamadık. İkinci 45'te Portekiz'in üzerine cesaretle gittik. Cengiz'in mükemmel pasıyla güzel bir gol atan Burak, keşke 26'ıncı dakikada şutu denemeyip bomboş Kerem'e ayağındaki topu pas olarak kullansaydı golü atardık. Gecenin adamı Burak oldu. Gol attı ama gollük pası vermedi ve tarihe geçecek penaltıyı kaçırdı. Maç öncesi "İlk 11'i bir plana göre yaptım" diyen Kuntz'un hikâyesi hazin bitti. Planlar tutmadı ve Dünya Kupası biletini yine alamadık.