Katar'a doğrudan gidecektik ama ayağımıza gelen fırsatlarımızı cömertçe harcadık. Letonya maçıyla yakaladığımız umutlarımızı Norveç'in tökezlemesiyle yeşerttik. Karadağ'da kazanarak play-off şansını kucakladık. Uzakdoğu'dan sonra Arap Yarımadası'na gitmek Milli Takım'a yakışır. Huyumuz gereği büyük turnuvalara rötarlı gitmeye bayılırız.
Kuntz'un kadro tercihi Milli Takım'ın ritmini olumsuz etkiledi. Sol bekte Rıdvan'ın hücumda yarattığı çabukluğu ve verimliliği Caner'de bulamadık. Orkun Kökçü'nün orta alandaki çabukluğunu, alan değiştirmesini ve dikine hücuma çıkmasını Berat'la yapamadık. Çünkü Berat sadece kesici olarak oynadı ve çabuk pas oyununa destek veremedi. Erken yediğimiz gol Milli Takım'ı paniğe götürdü. Kerem'in ve Abdülkadir Ömür'ün çalışkanlığı bizi hücuma taşıdı. Ömür'ün mühendis gibi verdiği pası Kerem zor pozisyonda olmasına rağmen gole çevirip umutlarımızı toparladı.
Karadağ'ın çok adamla sahasına kapanıp kaptırdığımız topları özellikle Zeki'nin kanadından hızlı hücuma taşıması yüreğimizi ağzımıza getirdi. Cebeliktarık kalesi önünde yaptığımız etkili paslaşmaları Burak bu kez "Pas duvarı" olamayınca pozisyonları sonuçlandıramadık. Burak'ın durgunluğu Halil, Kerem ve Hakan Çalhanoğlu'nu da olumsuz etkiledi.
Berat'ın yerine Orkun'un girmesi orta alana ve hücuma dinamizm kazandırdı. Orkun sürekli yer değiştirerek arkadaşlarını pas kullanmaları konusunda rahatlattı. Ve; o Orkun kendi başlattığı hücumun sonunda attığı mükemmel şutla Milli Takım'ı öne geçirip bize derin bir "Oh" çektirdi. Gol sonrası yaşadığımız "Skoru koruma" psikolojisi içinde eğer müthiş oynayan Çağlar kale çizgisinde olmasaydı golü yemiştik. Kazanmak güzel şey. Milli Takım'ın yolunu Allah açık etsin..