Futbolda koşmak kadar doğru koşmak ve doğru pozisyon almak çok önemlidir. Beşiktaş ile Dortmund arasındaki en büyük fark 'koşu ve pozisyon' ayrıntısıydı. Dortmundlu oyuncular ezber pas yaparak oynarken, Beşiktaş sadece Pjanic'in ayağından çıkacak final paslarına yatırım yaptı. Alman ekibi, Bosnalı yıldızı sertlikle yıldırmak istedi.
Dortmund takım halinde hareket ederken, Beşiktaş bireysel becerilerle ön plana çıkmaya çalıştı. Beşiktaş'ın ataklarında ön plana çıkan Batshuayi hücumda yeterli destek bulamadı. Tek vuruşu düşünmediği için maçın başında golü kaçıran Larin hem etkisiz hem de oyunda uzun süre gereksiz kaldı. Dortmund ilk golünü iki pasta attı, Meunier'in ceza alanına tek vuruşla indirdiği topu Bellingham düzeltip ağlara yolladı.
Vida'nin yokluğu Beşiktaş savunmasının uyumunu olumsuz etkiledi. Welinton-Montero ikilisi rakibi karşılamada pozisyon hataları yaptı. Rosier ile N'Sakala kanatlardan etkili bindirmeler yapamadı. Haaland'ın golünü Beşiktaş resmen rakibin taç atışından yedi. Devler Ligi seviyesinde böyle hata olmamalı. Haaland'ı izlerken Norveçli oyuncunun fizik gücüne, çabukluğuna, hızına, pozisyon ısrarına hayran oldum. Beşiktaş kaybetti ama mücadele olarak maç boyu hiç geri adım atmadı. Ligdeki 5 maçı 8+3 kuralıyla oynayan Sergen Yalçın'ın kadroyu yabancı oyunculardan kurması Beşiktaş'ta bence uyum sorunu yarattı. Kadroda bu kadar radikal bir değişiklik şart mıydı? Keşke Larin'in yerine Kenan, Atiba'nın yerine de Salih ile başlasaydı. Kenan- Salih girince Beşiktaş daha etkili oldu.
Pjanic'in ustalık kokan ortasında Montero'nun attığı gol Beşiktaş'a diğer maçlar için büyük moral olur.