Bizim Çocuklar iyi oyunlarını maalesef Hollanda ve Norveç maçlarında kullanmışlar. Şenol Hoca oyuncularını zihinsel olarak doğru hazırlamamış. Bizim Çocuklar "Biz bu İtalya'ya kaybetmeyiz" inancı ve mücadele anlayışında değildi
Özellikle ilk 45'te İtalya önünde "Sefil" bir oyun oynadık. Topa sahip olamadık, rakip kaleye gidemedik, şut atamadık, pozisyon üretemedik ve üst üste 3 pas yapamadık. İtalya önde baskı kurunca kalemize yaslandık, gol yememek için savunma yaparak direndik. Şenol Güneş'in "Aman alınmasın, aman kırılmasın" diye erken oyuncu değişikliğine gitmemesi hataydı. İtalya gibi fizik gücü yüksek bir takıma karşı Hakan-Yusuf ikilisini birlikte oynatmak tamamen duygusaldı ve bu tercih Milli Takım'ın orta alanda dirençsiz kalmasına neden oldu. Teknik kapasiteleri kısıtlı Merih-Çağlar ikilisinin oyunu geriden başlatırken kaptırdıkları toplar kalemize tehlike oldu. Kaan Ayhan gibi çabuk ve tekniği yüksek bir oyuncuyu savunmada düşünmemek büyük bir hata.. Kaan'ın yanında ya Merih ya da Çağlar oynar. Merih-Çağlar ikilisi birlikte oynamaz. Ayrıca ayaklarını etkili kullanamayan Uğurcan topu oyuna elle sokmalı.
İtalyan savunmasını huzursuz eden Burak'ın iki potansiyel tehlikeyi sağ ve sol kanattan yaratması "Şenol Hoca kanatlara hızlı adam al" mesajıydı. 37 yaşındaki Chiellini baskı görmediği için elini kolunu sallayıp bizim kalemize yüklendi. Cengiz'in oyuna girmesi Milli Takım'a hücuma çıkmayı hatırlattı. Oyuna Cengiz ile başlamak İtalya'yı ciddi hırpalardı. Merih'in kendi kalesine attığı gol, İtalya'yı moral olarak yükseltti. Farklı kaybettik. Ancak enseyi karartmayalım. Şimdi Bakü'ye odaklanıp Galler ve İsviçre'den en az 4 puan almalıyız.