Bir takımın oyun felsefesi vardır. Ancak rakibe göre oyunlar değişebilir. Hücum oynatmasıyla şöhreti yakalayan Ersun Yanal "Kompakt futbol" anlayışıyla Antalyaspor'u yenilmemek için planlamış. İlk 45'te topu Galatasaray'a verip 30 metrede içinde katı savunma yapan ve oyunu çirkinleştiren bir Antalya izledik. Galatasaraylı oyuncular duvarı delecek planları bulamadı. Emre Kılınç, Arda, Oğuzhan, Belhanda ve Ömer Bayram sürekli sağa, sola, geriye pas yaparak Antalya'nın ekmeğine yağ sürdüler. Donk'un geriden attığı uzun paslara koşu yapan Linnes buluştuğu topları etkili ortaya döndüremedi. Saracchi yaptığı bindirmelerin sonunda Linnes gibi kaliteli orta yapamadı. Kapanan takımları ya duran toptan ya da dışarıdan atacağın şutlarla çözebilirsin. Belhanda dışında şut atmayı düşünen olmadı. Taylan orta alandaki çabukluğunu, çalışkanlığını rakibini bozan mücadelesini Donk sahaya yansıtamadı. Ayrıca Feghouli'nin yaratıcılığını, oyun görüşünü Galatasaray takım halinde aradı. Feghouli'nin yokluğu Arda, Belhanda ve Emre Kılınç'ı da olumsuz etkiledi.
Terim'in ikinci yarıya Falcao'yu alması Galatasaray'ın Antalya kalesinde etkili pozisyonlar bulmasını sağladı. Falcao pas duvarı olduğu gibi rakip savunmacıları rahatsız etti. Ancak Emre Kılınç'ın kırmızı kart görmesi Galatasaray'ın dengesini bozdu. VAR, hakem Bitigen'i çağırıp "Pozisyona bir daha dikkatli bak" dedi. Yeni FIFA kokartlı Bitigen sarı vermesi gerekirken şov yapıp kırmızıdan vazgeçmedi. Aynı Bitigen asıl kırmızıyı Marcao'ya göstermeliydi ama yüreği yetmedi. Kırmızı karttan sonra oyun kontrolünü kaybeden Bitigen maçı resmen sinir harbine döndürdü. G.Saray'ın taçtan başlatacağı hızlı hücumu kesti, Oğulcan'ın çabuk oynama isteğini "yerinden kullan" diye frenledi. Falcao'nun da sakatlanıp çıkması, G.Saray'ın kazanmasını şansa bıraktı. Antalya'nın rakip 10 kişiyken oyunu çirkinleştirmeye devam etmesi, Ersun Yanal'ın acizliğiydi.