Muslera'nın büyük hatasıyla erken gol bulan Schalke topu tıpkı İstanbul'daki gibi Galatasaray'a bırakıp hızlı hücumlarla ciddi pozisyonlar buldu. Fatih Terim "Benim takımım önde basarak oynamalı" diyor. Eldeki malzeme maalesef bu oyun tarzına uygun değil. Fransa Milli Takım'ı eğer "Kompakt oyun" anlayışıyla Dünya Şampiyonu oluyorsa ve ünlü teknik adam Pep Guardiola, "İyi hücum etmek için iyi savunma yapmalısınız" diyorsa Galatasaray'ın güvenli oyunu tercih etmesi ayıp ve yanlış olmaz. Onyekuru'nun Göztepe'ye attığı gol için, "Akıllı bir vuruş" demiştim. Ama o günden beri Onyekuru ortada yok. Onyekuru kaleci Nübel'le karşı karşıya kaldığında topa ayağını soksaydı İskoç hakem pozisyonun yerine göre "Faul-Penaltı-Kırmızı kart" üçgeninde bir karar verecekti. Eğer bir futbolcu topa ayağını sokmuyorsa o benim için korkak futbolcudur. Eren'in yokluğunda Fatih Terim'in 4-6-0 modelinde Sinan'ı kullanması belki zorunluluktu. Ancak Rodrigues- Sinan-Onyekuru üçlüsünün haftalardır "Bal yapmayan" verimsiz görüntüleri Almanya'da da sahne aldı. Özellikle Rodrigues'in ezber vuruşlarla kaçırdığı goller kabak tadı vermeye başladı. Galatasaray skoru eşitleyecek 4 pozisyon yakaladı. Onyekuru kaleye bakmadan yaptığı vuruşla golü kaçırdı, karşı karşıya kaldı, topa ayağını sokmadı. Rodrigues aşırma vuruşla atması geren golü gelişigüzel "Ezber vuruş" yüzünden kaçırdı.
Sinan da göğsüyle indirdiği topa ağır kaldığı için tekte vuramadı ve pozisyonu harcadı.
Bu golleri atamazsan Devler Ligi seviyesinde tutunamazsın..
Sonuç; Galatasaray 56 milyon Euro değerinde, Schalke takımı ise 150 milyon Euro.. Bu büyük fark iki takım arasındaki oyuncu kalitesini gösteriyor.