Yunanistan'ın 2004'te Avrupa Şampiyonu olurken "Geriye yaslan rakibi 25 metrede bekle sonra kontratakla ya da duran topla 1 golle maçı kazan" politikası dünya futboluna büyük zarar verdi. Hücum futbolu oynamayı düşünen tüm takımlar zaman zaman kompakt oynayan takımlara kaybedebiliyor. Akhisar golü erken bulduktan sonra Eren'den golü yiyinceye kadar tıpkı Yunanistan gibi oynadı. Belhanda, Feghouli ikilisi dar alanda etkisiz kalırken Rodrigues bir kez geniş alan buldu ve Dany tarafından indirildi. Çok net kırmızıydı. Ama Türk hakemliğinin gururu Cüneyt Çakır, uyarılarla VAR'a gitmesine rağmen kırmızıyı gösteremedi. Bu kararın altında acaba 'Ben Dünya hakemiyim asla hatalı karar vermem' egosu mu yatıyor? Oynayan taraf Galatasaray oynatmayıp kontratağı kovalayan Akhisar'dı. Yüzde 78'e 22'lik Galatasaray'ın topla oynama üstünlüğü maçın röntgenini bize çekiyor. Galatasaray'da Gomis krizi sürüyor. Fransız golcü, taraftarı ve takımı ateşleyen görüntüsünden uzak oynadığı gibi gönülsüz ve isteksiz hareket ediyor. Bu isteksizliği kaçırdığı penaltıya gelirken bile çok belliydi. Üstelik saha içinde Terim'in gösterdiği tepkiye karşılık verdi. Gomis'in şampiyonluk sezonunda profesyonelliği ortaya çıkmıştı. Allah için iyi mücadele edip yürekten oynamıştı. Ama hakkı olmadığı halde istediği ekstra zam verilmedi diye karakter olarak bu kadar oyundan düşer mi? Fransız golcünün Galatasaray'daki günlerinin çok parlak olacağını düşünmüyorum. Oynadığı hazırlık maçlarında gönülsüzlüğü ortadaydı. Ancak dün kupa finalinde parayı bir kenara koyup 17 bin Galatasaray taraftarı için en azından oynamalıydı.