Değişen, gençleşen ve yenilenen Milli Takım'ın sahadaki düşünce yapısı; istekli ve coşkuluydu. Mücadele konusunda kaytarmadılar, yardımlaşma üst düzeydeydi. Her oyuncu çok koşup, çok çalıştı.. Başarıya aç bir görüntü sergileyen Milliler'in tek eksiği "Senkron" eksikliğiydi. Milli Takım'ın birbirleriyle oynama alışkanlığı kazanması için "Turnuva" maçları oynaması gerekiyor. Çok çabuk oyunu yönetecek ve yönlendirecek sahaya akıl koyacak bir lidere de ihtiyacı var. Çalhanoğlu, sakin ve içine kapanık bir oyuncu. Sadece oynamaya çalışıyor, konuşmuyor, yönetmiyor. Liderlik kimliğini Oğuzhan üstlenebilir. Çünkü Oğuzhan üstün yeteneklerinin yanı sıra oyun zekası üst düzeyde bir futbolcu..
Savunmadaki Çağlar'a hayran kaldım. Buzdolabı gibi; rakibi karşılarken sakin, dikkatli, kademeye girme konusunda başarılı ve özgüveni yüksek. Emre Mor, süratiyle, dikine hücuma gitmesiyle ve hareket halinde attığı çalımlarıyla hem izleyenleri büyülüyor, keyif veriyor, hem de takımı hücuma taşıyor. Milli Takım kadro iskeletini yakaladığında Emre de inanılmaz faydalı olacaktır.
Volkan Şen'e Terim çok güveniyor ve şans veriyor. Volkan topla süratlendiğinde inanın tribünler ayağa kalkıyor. Ancak final noktasında Volkan her zaman Ozan Tufan'a yaptığı ortaları yapmıyor ve kaptırdığı her top rakibe pozisyon oluyor. Volkan final noktasında kararlı olmalı.. Akhisar'ın hocası Cihat Arslan, "Ligde haksız rekabet yaratıyor" diyerek Muslera'ya övgü sunmuştu.. Bu övgüyü bence kaleci Volkan Babacan da hak ediyor. Maç boyu yüksek konsantrasyonda oynuyor, geriden oyunu dikkatle izliyor. İki ayrıntı; Rusya Milli Takımı'nın formasında Türk ve Rus bayraklarının yan yana bulunması alkışı hak eden bir şıklıktı. Emre daha çok genç ama ağabeyleri ulusal marşlar sırasında sakız çiğnenmeyeceğini hatırlatmalı.