Donk'un kadroya katılmasıyla, Galatasaray'da oyun mantalitesinin değişeceğini Karşıyaka maçında gördük. Donk, güçlü fiziği ve tekniğiyle oyuna hep akıl koydu, buluştuğu topları basit oynadı. Hiç riske girmedi. Rakibi karşılama konusunda başarılıydı. Selçuk-Bilal ikilisi, Donk sayesinde oyun içinde hep özgür davrandı. Bu ikili topa ve oyuna hükmederken, sayısızca denediği kanat bindirmelerinin mimarları oldular. Mustafa Denizli, takıma ağırlığını koymuş çünkü oyuncular hücuma çok adamla çıkıp, savunmaya da çabuk dönüyorlar. Özellikle Yasin-Sinan, kaptırdıkları toptan sonra hızla geriye doğru koştular. G.Saraylı oyuncular sezonun ilk yarıda sahaya yansıttıkları ağır, temposuz felsefeden kurtulmuşlar ve yanageriye oynamayı bırakıp, hep öne doğru oynamaya çalıştılar. Ve bu anlayışta da başarılı oldular. Özellikle geriden rakip defans arkasına, Bilal ve Selçuk tarafından atılar uzun paslara; Yasin, Umut ve Bilal üçlüsü sürekli koşu yaptılar. Ama en önemlisi, Galatasaraylı oyuncular kaçak dövüşmüyorlar. Her oyuncu pas almak için kendini gösteriyor. Özellikle de bu işi maç boyunca dört dörtlük Donk yaptı. Sneijder-Podolski ikilisi geldikten sonra Donk'un kalitesi daha öne çıkacaktır. Olcan- Tarık ikilisi kanat bindirmelerinde çok etkiliydiler. Savunma ve hücum hattında fazlasıyla koştular. Ama bu güzelliklerini becerili ortaya dönüştüremediler.
G.Saray'ın Denizli'nin yeni oturttuğu bu anlayışta, gol vuruşunu yapabilen birinci sınıf bir golcüye ihtiyacı var. Ayrıca, Umut Bulut'un iyi bir golcü olmadığını biliyoruz. Ama çalışkanlığına dil uzatamayız. Burnu kırılıp oyuna devam eden Umut'u kaçırdığı golden sonra hele hele özür diledikten sonra yuhalamak G.Saray taraftarına hiç yakışmadı. Yani Karşıyaka maçının alt yazısını okursak Denizli oyuncularına şöyle diyor: Çabuk oynayacaksınız, saklanmayacaksınız, hücumdayken kaptırdığınız toptan sonra önde baskı yapacaksınız, savunmaya takım halinde döneceksiniz.