G.Saray kaptanı Selçuk İnan'ı sadece "Rekorların adamı" olarak göremeyiz. Selçuk'un başarı performansının derinliklerine indim ve karşımda müthiş bir "İstikrar" gördüm.. Selçuk İnan'ın 4 sezonda yaşadığı 3 şampiyonluk, 2 Türkiye Kupası ve 2 Süper Kupa zaferleri karşılığında kaldırdığı resmi 7 kupa Galatasaray'daki başarı öyküsünün tarihe altın harflerle yazılan belgeleridir.
Rekorların adamı, istikrar abidesi Selçuk İnan'ın şimdi size başarı şifrelerini aktaracağım..
Selçuk İnan, Galatasaray'da 4 yıllık sezonda hazırlık maçları hariç, Lig, Türkiye Kupası, Süper Kupa ve Şampiyonlar Ligi olmak üzere toplam 171 maç oynamış.. Nasıl mı?
Süper Lig: 133 maç.. Türkiye Kupası: 13 maç.. Süper Kupa: 3 maç.. Devler Ligi: 22 maç..
Bitmedi.. Selçuk İnan, Galatasaray'da oynadığı 171 maçın 170'inde sahaya ilk onbir olarak çıkmış. 153 maçta sahada 90 dakika kalmış.
Selçuk ilk onbir başladığı maçların 6'sında 84'ten sonra "Alkışlatılmak" için oyundan alınmış. 10 maçta 75'ten sonra taktik olarak oyundan çıkmış. Selçuk bu sezon TT Arena'daki Gençlerbirliği maçında sakatlığı nedeniyle 15. dakikada sahayı terketmiş.
BAŞARININ SIRRI SAHADA GİZLİ
Sonuç; Selçuk İnan oynadığı 10 maçın 9'unda ilk onbir başlamış ve bitirmiş.. Üstelik Selçuk 4 sezonda 36 gole adını yazdırırken 39 gole de asist yapmış. İşin özü; Galatasaray'ın attığı 75 golde Selçuk İnan'ın katkısı var..
Kaptan Selçuk'un Galatasaray Dergisi'ndeki röportajını okudum. Yazılı ve görsel medya bu röportajdan, "En çok sevindiğin gol hangisi? Unutamadığın maç? En üzüldüğün maç?" gibi popülist soruların cevaplarını bizlere aktardı.
İnsan görmek istediğini görmek istermiş ya; ben röportajda Selçuk İnan'ın futbolculuk sonrası, eğer tercih ederse, söylemlerinde iyi bir teknik adam olacağının izlerini gözlemledim. Nasıl mı? Bütün teknik adamlara saygılıyım. Ancak Fatih Terim ve Mustafa Denizli'nin bende yerleri çok farklıdır. Çünkü bu iki ismi futbol oynarken tanıdım ve genç bir gazeteci olarak kendileriyle ropörtajlar yaptım. Terim de Denizli de futbolcu iken takımlarının saha içindeki öğretmenleriydi. Oyuna akıl koyarlar. Çalıştıkları teknik adamlara oyun anlayışı ve oyuncu tercihleri konusunda akıl yardımında bulunurlardı.
Terim ile Denizli'nin lider kimlikleri, takım üzerindeki ağırlıkları ve en önemlisi saha içi öğretmenlikleri teknik adamlık hayatlarında başarılı olmalarının anahtarıdır..
O SADECE FUTBOL OYNAMIYOR...
Galatasaray'da hem kaptanlık hem de liderlik yapan Selçuk İnan'da da "İyi hoca olması" konusunda ciddi bir vizyon var. Röportaja dönelim ve Selçuk'un ifadelerine göz atalım;
1- Takımın performansı ile oyuncu performansı paralel gider.. Takım kötü ise oyuncuları da içine çeker.
2- Sezon başı en önemli sorunumuz gol yemekti. Önce bu sorunu oturup konuşmaya başladık ve sorunu giderdik.. Kenetlendik ve şampiyon olduk. 3- Cesare Prandelli ile başarılı olamadık. Çünkü Prandelli bekleyerek, defans yaparak, rakibi izleyerek oynamamızı istiyordu. Galatasaray'ın bir oyun kültürü var; İyi oynarak, hücum ederek kazanmak. Bu anlayışa dönüş bizi başarıya taşıdı.
4- İlk yılımda 13 gol attım. Bu aslında ön liberoların yakalayacağı bir istatistik değil. Fatih Hoca'nın anlayışında oyuncunun mevkii yoktur.
Fatih Hoca benim hep ileri gitmemi istiyordu. 13 gol atarken Elmander ve Necati'nin forvet özellikleri dışında orta sahaya sağladıkları katkılar bana pozisyon zenginliği kazandırdı..
Galatasaray'ın saha içi öğretmenliğine soyunan Selçuk İnan sadece futbol oynamıyor, izliyor, öğreniyor, tespitte bulunuyor ve taktiksel olarak kendini geliştiriyor.
Evliler kervanına katılan ve yaşamını Cemre Kardeş ile birleştiren istikrar abidesi Selçuk İnan'a mutluluklar dilerken yeni sezon dilerim yine rekorlar ve başarılar getirsin..
TFF'ye böyle bir arşiv yakışıyor mu?
Geçmişe yönelik bir bilgiye ulaşmak için TFF'nin arşivine girdim. Ve çok şaşırdım.. Son durak: 1991-92 sezonu.. Turgay Şeren'in, Can Bartu'nun, Cemil Turan'ın, Fatih Terim'in, Mustafa Denizli'nin oynadıkları sezonlarla ilgili hiç bilgi yok. Kaç maç oynamışlar. Kaç gol atmışlar. Gözüme çarpan bir ayrıntı da Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'in doğum tarihi 14 Eylül olarak yazıyor. Oysa Terim 4 Eylül 1953 doğumludur.. TFF'ye önerimdir..
Bu çirkinliğe son vermek istiyorsanız, Maçkolik sitesinin yöneticilerinden yardım alabilirsiniz.
Çünkü bu sitede 1923 sonrası Türk futboluyla ilgili tüm verilere sahip olabiliyorsunuz.