Terim'in felsefesi: "Kazandığında da kaybettiğinde de saygı duyulan bir takım olmalıyız. Amacımız insanları mutlu etmek, izledikleri oyundan keyif almalarını sağlamaktır.."
G.Saray'a gelecek hoca bu felsefeye sadık kalmalıdır. Yeni hocanın öncelikli hedefi takım içi arkadaşlığı korumak, Florya'daki aile ortamını yaşatmak olmalıdır. Yönetim de bu değerlerin korunması adına sıkı takipçi olmalıdır.
Bu sezon ilk kez G.Saray'ın bu kadar yüksek tempo içinde etkili oynadığını ve ilk 45'te çok net pozisyonlara girdiğini gördüm. Belli ki Başkan Aysal'ın oyunculara verdiği özel yemekte yaptığı konuşma takıma sinerji olarak yansımış.

BRUMA DİREKT ETKİ YAPTI
Bir gerçek var ki; G.Saray'ın öne doğru hızlı oynamasında ilk kez 11'de maça başlayan Bruma direkt etkili oldu. 19 yaşındaki Portekizli, sahada kabına sığamıyor. Her yere depar atıyor, topla rakibi kolay geçiyor. Bruma'nın gezgin oyun anlayışı Drogba, Burak, Selçuk ve Engin'i rahatlattı. Hiperaktif oyunu alan savunması yapmak isteyen Rize'nin aklını karıştırırken vücut kimyasını bozdu. Bruma güçlenir ve topa vuruş tekniğini geliştirirse çok gol atar. En güzel yönü mücadeleyi bırakmıyor, savunmaya yardıma geliyor, tekme yese bile yılmıyor.. İş ahlakı dört dörtlük..

EN SİLİK İSİM SNEİJDER
100'ler kulübüne girmenin stresini yaşayan Burak geçen sezon benzer pozisyonlarda attığı golleri hovardaca kaçırdı. Bruma (2), Burak (4) boş kaleye golleri atsaydı maç çoktan biterdi. İlk yarının en silik ismi 33'te çıkan Sneijder oldu. Dedikodu konusunda çenesinin çalıştığı kadar, ayakları çalışmıyor. Arkadaşlarının emeğini çalıyor..
Galatasaray, Burak'ın kaçırdığı golleri fazlasıyla aradı. Çünkü Rize 1-1'i bulduktan sonra alanına kapanıp, kontrataklarla Galatasaray'ı zorladı. Selçuk'un atılmasından sonra Galatasaray risk alarak kurduğu baskı galibiyeti getirmedi.
Not: Hakem Ali Palabıyık tempolu oyunun freni oldu. İki takıma da avantaj kurallarını uygulamadı. Hafif dokunuşlara faul çaldı, tekmeyi basana kart bile göstermedi. Ayıp..