Türk Telekom Arena'daki Galatasaray'ın şampiyonluk kutlamasını gözünüzün önüne getirin. Başkan Ünal Aysal ve teknik direktör Fatih Terim'in birbirlerini öven cümlelerini, birbirlerine verdikleri hediyeleri... Terim "Galatasaray'ın gerçek 1 numarası" diye nitelediği Aysal'a bütün ekibi ve futbolcularının imzaladığı bir forma takdim etmişti. Aysal da "Hocam ne mutlu sizinle birlikte olmak" diyerek elini havaya kaldırdığı Terim'e, futbolculuk döneminde giydiği 5 numaralı formasıyla küçük bir heykel şeklindeki kupayı vermişti.
Gelin görün ki, şampiyonluk günü ve sonrasında aralarında mükemmel bir hukuk olan Aysal ve Terim bugün görüşmüyor. Sınırı koyan ise Başkan Aysal... Devre arasında yapılacak transferlerle ilgili Fatih Terim'i çağırıp "Hocam, kimleri istersin? Hangi mevkilerde eksik var?" demesi gerekirken "Transfer listesini bana göndersin" tarzını doğru bulmuyorum. Galatasaray'ın gerçek 1 numarası Aysal'ın, "Hocam ne mutlu sizinle birlikte olmak" dediği Terim'e ulak göndermeyerek, doğrudan ulaşması gerekir. Ama başkan yine yakınındaki insanların dolduruşuna göre hareket ediyor. Bu iletişimsizlik Galatasaray'a zarar verir.
Başkanın Antalya kampına gitmemesi, takıma başarı dilememesi de bir refleks hatasıdır. Başkan'ın kulübün idari yapısında görev ve yetkiler tanıdığı profesyonellere yaklaşımı ortadayken futbol şubesinin yine onun deyimiyle "profesyoneli" Fatih Terim'e sergilediği tavır da ciddi bir çelişkidir.