İki takım Süper Lig'de şampiyonluğa gidiyor, arkalarına bakmıyorlar. Peki o zaman böyle bir maçta iki takım teknik direktörleri ne yapar, özellikle de Türkiye'de? Önce oynamayayım, önce bozayım. Yani oynatmamayayım. İki teknik direktörün de sahaya çıkarken kafalarında bu varmış ve bu 90 dakika devam etti. Faul adedi inanılmaz yüksek bir maç izledik. Maç iki dakikada bir durdu. İki dakikada bir duran maçta muhabbet de oldu. Dinlendiler , sonra tekrar faul yapmaya başladılar. Yani rezalet bir maç izledik, kalite olarak sıfır. Futbol olarak çok kötü. Efendim heyecan varmış. Alın başınıza çalın. Günah değil mi insanlar günlerini ve saatlerini size heba ettiler. Bakınız Almanya'dan gelen arkadaşlar var. Dikkatinizi çekiyorum, Baba-kız maçtan üç saat evvel… Karaborsadan kale arkasında bileti aldılar. Bin TL'lik bilete ne kadar verdiler? 10 bin lira .Yarım saat sonra o bilet 15 bin TL olmuş. Peki hani karaborsa yoktu. Hani Passolig vardı. Sahanın dışında bunlar olursa, sahanın içinde de futbol bu kadar olur.
Şunu diyebilirsiniz; hakem çok faul çaldı. Hakem; olmayan pozisyonlara faul çalmadı, olanlara çaldı. Sen futbol oynamak istemezsen, devamlı faul yaparsan, çalacak… Aptal mı oynatsın başı belaya girsin! Hakemin gösterdiği kartların geneli doğru. Maç berabere biterse iki takım teknik direktörü de üzülmez, futbolcular da üzülmez. Yöneticiler üzülmez, taraftarlar üzülmez. TFF'nin başı ağrımaz, üzülmez. Yani herkes mutlu. Ama biz seyredenler mutsuz olmuşuz, onları ilgilendirmiyor.
İlk yarı İcardi'ye yapılan bir hareket var. Yayıncı kuruluş bir kere gösterdi, bir daha göstermedi. Bu görüntüye ahkam kesmek için en az iki üç cepheden vermeleri gerekirdi. Veremediler mi, vermediler mi? Günahları boynuna. Haliyle beraberlik onların da işine geliyor tabii!..