Adana Demirspor'da neredeyse bir takım yok. Beşiktaş'ta da eksik oyuncular var ama rakibi gibi değil. Lacivert-mavililer takım gibi oynadı, farkı daha da açabilirdi. Kalecinin şımarıklığı, Beşiktaş'ı potaya soktu. Ya kardeşim dördüncü kalecisin, şöyle bir fırsat yakalamışsın ama dedim ya sonra yerli yerli diyorsunuz! Aptalca laubalilik ne hale getiriyor! Beşiktaş için şunu söyleyebilirim; hiç böyle bir Beşiktaş görmedim. Yani öyle kötü bir futbol oynadılar ve mücadele ettiler ki rezilliğin son perdesi. Tabii burada futbolcular yırtacak, niye? Çünkü başkanları seyirciye konuşuyor, teknik direktör başkanı kollamaya uğraşıyor. Yani alakasız işler ve takım futbolun dışında kalıyor. Çünkü diğer iki rakibi transferleri yapınca, seyirci de futbolcu da ezilmiş havasında. Ancak onların şunu düşünmesi lazım; sen takım gibi ol, kenetlen, bu kadroyla G.Saray'a da F.Bahçe'ye de posta at! Nasıl sana Adana Demirspor posta attıysa! Futbolda koşacaksın, mücadele edeceksin, çeneyle bu işler olmuyor. Bakın Beşiktaş'ın doğru dürüst pozisyonu yok. Adana Demir'in attıkları var, kaçırdıkları da. Beşiktaş, Adana Demirspor kalecisine dua etsin. Ukalalık yapıp hatalı golü yemese 7-0'a, 8-0'a gidecek belki. Çünkü Demirsporlular gerilmeyecekti. Bu kaleci tipindeki insanlar, verilen nimetten faydalanamıyor.
Beşiktaş'ta taşlar oynadı, yerine de oturacak gibi değil. Adana Demir bir onur dersi, mücadele dersi verdi. Helal olsun sahada ter döken Adana Demirsporlu futbolculara ama kaleci hariç! Bakın hep kaleci diyorum, dördüncü hatada gol yedi. Hani kabiliyet derseniz kabiliyet de yahu kardeşim yaptığı işlerin kabiliyetle alakası yok. Hakem için şunu söyleyeyim, illa bir büyük takım hastalığı var. 80'den sonra birkaç pozisyon öyle çalmadı ki yani Beşiktaş'a hafif bir omuz vereyim dedi ama siyah-beyazlılar ondan da faydalanamadı.