90 dakika boyunca Antalyaspor, Galatasaray'a teslim olmadı. Elinden geldiği şekilde ve müddetçe iyi mücadele ettiler. Kolay değil, bu kadar seyircinin önünde hele bir de rakibin Galatasaray olunca.
Sarı-kırmızılılar ilk yarı çok etkili olamadı. O beklenen hareketleri yapamadılar. Çünkü Antalyaspor onlara bu imkanı vermedi. Alanları iyi kapattılar, çabuk çıktılar, Galatasaray defansına zor anlar yaşattılar. Tabii Galatasaray'ın iki büyük silahı var. Biri Muslera, biri İcardi... Atan ve tutan misali. İcardi yine müthiş bir gol attı. Adam ayaklarına da hakim, kafasına da. Yalnız kafanın o vuruşu değil içindeki zekası da mükemmel. Hem rakipten önce düşünüyor hem de kendi arkadaşlarından. Tabii rakibi bir kenara bırakalım, kendi arkadaşları onun ne istediğini bazen anlayamıyorlar. Bu onu sinirlendiriyor. Bunu hissediyorsunuz ama herhalde diyor ki, "Ne yapalım şartlar bu". Yanında kendi ayarında 3-4 futbolcu olsa İcardi, çok daha faydalı olur.
Antalyaspor 5 eksikle sahaya çıktı. Eksik oyuncuları da bayağı iyi. Ama bir oyun şekilleri, oyun planları var. Düşme hattında olmayı hak etmeyen bir takım. Ama futbol bu! Puan cetvelinde buralarda mücadele edersen işin kolay olmaz. Rahat hareket edemezsin.
Hakem Ali Şansalan'a fazla bir iş düşmedi. Bazı pozisyonları iyi devam ettirdi ama sonlara doğru sık düdük çaldı. Nedeni basit: Fizik olarak hazır değil. Koşamayınca oyunu durduruyor. Bu da önde tutan takımın işine geliyor.
Galatasaray'a verilen tribün cezası adeta ödüle dönüştü. Hiç boş yer yoktu. Cezalı olanların yerlerini doldurdular.