Maç başlıyor, Beşiktaş sahaya iyi yayılıyor. Hem enine hem boyuna dikdörtgeni iyi kullanıyor. Her tarafta pres yapıyorlar. Karagümrük kafasını kaldıramıyor. Siyah-beyazlılar topları çok iyi kullanıyorlar. Bu arada gol geliyor, toplar direklerden dönüyor. Yani yarım saatte maç 4-0 olabilir. Devre 2-0 bitiyor. İlk yarının 2 tane adamı var: N'Koudou&Salih. Müthiş işler yapıyorlar. Beşiktaş'ın iyi olmasının sebebi Karagümrük'ün çok kötü olması mı yoksa o müthiş presle rakibe top oynatmaması mı? Bence ikinci şık.
İkinci yarı Beşiktaş istekli ama 4 yapamıyor. 4 yapamayınca da Alanya maçının psikolojisi var ya hani 3-3'lük maç, golü yiyorlar. Golü yiyince de bir gerilme başlıyor.
Dakika 70'ten sonra da Karagümrük "Nasıl olsa maç gitti, ne koparırsam kâr" diyor. Hücuma çıkıyorlar. İşte burada Beşiktaş'ın Karagümrük'ün arka tarafından faydalanması lazım. Ama dedim ya bir gerginlik oluyor, o işi yapamıyorlar. Yalnız siyah-beyazlıların yedek kulübesi de bu işi yapmaya fazla müsait değil.
Maçın sonu yaklaştıkça Beşiktaş gereksiz işler yapmaya başladı. Hâlâ tam saha pres yapıyorlar. Diri kal, Karagümrük'ün arkasına git. Bunu sahanın içinden birinin yapması lazım. Öyle bir adam var mı? Yok. Yani takımın lideri yok. Beşiktaş'ın kaybı bu. Teknik adamın saha içinde elinin kolunun olması lazım. 90 dakika boyunca futbol takımının arabası 100 km gitmez. Bazen 40-50'ye ineceksin, bazen 140'a çıkacaksın.
Hakem fazla zorlanmadan maç yönetti. İki takımda da art niyetli futbolcular yoktu. Futbol oynamaya çalıştılar, o da hakemin işine yaradı.