Büyük transferler yapan Fenerbahçe, büyük hoca getiren Fenerbahçe… Süper Lig'e yeni çıkmış bir Ümraniye, sessiz sedasız hazırlanan bir Ümraniye… Birisi futbolculara vermiş 10'ar lira, diğeri vermiş 1'er lira… Çıkıyorlar er meydanına, hem de büyük rakiplerinin önüne. Oynanan futbola bakıyorsun, iki takım arasında kalite farkı yok. Futbolcular arasında fark var mı ona bakıyorsun, o da yok. Ya 10 liralık futbolcu 10 lira değil. Ya da 1.5 liralık futbolcu kadar hakiki değeri. Çünkü 10 liralık futbolcu ile kafa kafaya oynuyorlar. Bu yalnız Fenerbahçe için değil, İstanbul'un büyükleri için yıllarca böyle oldu. VAR yoktu, hakemler vardı, işler öyle gitti. Ama şapka düştükçe keller görülmeye başladı. Ümraniye takım olarak oynuyor, bir de oyunu yönlendiren lider futbolcular var. Sarılacivertlilere bakıyorum, takımı idare edecek lider oyuncular yok. Fenerbahçe'nin bugüne kadar 4 resmi maçı var. Teknik adama konuşmamız için 3-4 karşılaşma oynanmış. Bakıyorsunuz, geçen sene İsmail Kartal'ın takımı ile bu takım arasında fark var. İsmail Kartal'ın takımı, Jesus'un takımına göre daha kişilikliydi. Ama yine de konuşmak için 4-5 maç daha bekleyeceğiz. İlk dakikalarda halı saha maçı gibi oldu. Ama o halı saha maçında karşılaşmanın hakimi, oyunu yönlendiren hep Ümraniye oldu. Bakıyorsunuz, Ümraniye'nin kaybedeceği ne var? Hiçbir şey yok. Fenerbahçe onun rakibi değil. Önce lige tutunacak ama sonra 10'a oynayacaklar. Fenerbahçe'nin ise şampiyonluktan başka şansı yok. Peki bu ışık var mı? Şu ana kadar izlediğimiz maçlarda yok. Bekleyeceğiz, o kadar! Karşılaşmada VAR fazla oldu ama mecburlardı çünkü hakemin net göremeyeceği pozisyonlar vardı. O pozisyonlarda da VAR'ın devreye girmesi normaldi.