2-0 Fenerbahçe önde, 'Maçı rahat bitirir' diyor insan. Ama Alanya son bir gayretle maça asılıyor; 2-2. Fenerbahçe 2-0 öndeyken ve 2-2 olduğu ana kadar sahada 10 kişi. Çünkü Mesut'un ismi var cismi yok. Spiker bağırıyor bilmem kaç tane pas attı isabetli falan. Valla babam yaşasaydı o da atardı, soldan sağa at, sağdan sola at. İsmail ne zaman 'yeter artık' diyor, genç Kanarya'yı alıyor ve Fenerbahçe ötmeye başlıyor.
Oynadığı kısa sürede bu çocuk gol atıyor, golden de öte harika bir asist yapıyor. Bir asist ancak böyle yapılır. Arkadaşının kafasına, daha top kendine geldiği zaman işaret ediyor 'Senin kafana atacağım' diye.
Sarı-lacivertlilerde İsmail geldikten sonra kademe kademe bir iyileşme var. Yardımlaşma arttı, iİleriyle geri arasındaki mesafe kısaldı. Şunu da yazmadan geçemeyeceğim; Altay çok çok iyi bir geri dönüş yaptı. Bir kaleci için böyle bir sakatlık ve aradan sonra bu performans zor olur.
Alanya eski Alanya değil. Tabi çok futbolcu verdiler. Tamam ama Alanya'nın futbolu ilerleyeceğine geri gidiyor. Yine de aldıkları puan iyi. Ama dikkat edin çözüldükleri zaman çok gol yiyorlar. Hakem bu kadar olaydan sonra tedirgin bir maç yönetti. Net penaltıyı veremedi, VAR verdi. Burada enteresan bir şey var; VAR'da kim var? Arda Kardeşler. Peki gündüz oynanan maçta VAR'da kim vardı? Halil Umut Meler. Hani ikisi görevleri reddetmişlerdi? MHK, arı kovanına çomağı soktu. Bakalım bu yabani arılar mı birilerini sokacak yoksa arı kovanı düzgün bir hale mi gelecek göreceğiz.