Daha genç olan takım Galatasaray, daha tecrübeli ve isimli futbolcular olan takım Beşiktaş... İki tarafın da bahanesi hazır: "Avrupa'da oynuyoruz."
Beşiktaş yok Avrupa'da! Galatasaray gidiyor. İyi güzel de dün bu iki takım karşı karşıya futbol oynadılar. Oynanan futbol seyirciyi tatmin etti mi? Hayır. Beşiktaş kendi evinde daha fazla hücum etti, daha fazla maçı almak istedi. Galatasaray bir türlü kabuğundan çıkamadı. Pozisyon vermek istemediler, bu tamam ama hücumda da Galatasaray'ın bir şey yapması gerekirdi.
Maçın kilit iki ismine bakıyorsun, iki kaleci neticeye tesir etti. Nasıl? Muslera havayı dövdü, boşta kalan Larin golü attı. Mohamed penaltı attı, Ersin kurtardı. Yani iki kaleci maça yüzde 100 tesir etti. Aslında penaltı kurtarılmaz, penaltı kaçırılır. Tamam da sen göstere göstere ayağının içini Ersin'e gösterirsen o da çıkarır.
Bu 3 puan iki takım için de çok önemliydi. Çünkü birini diğerini geçip, yukarı çıkacak, biri diğerini aşağı çekecekti. Beşiktaş, dün gece Galatasaray'a göre iki tık daha iyi oynadı, maçı hak etti.
Halil Umut Meler ile dün akşam derbide düdük çalan Fırat Aydınus sınıfı geçti. Artık yedek kulübelerinde büyük büyük ipadler bulunuyor. Yani yedek kulübelerinde seyyar VAR sistemi var! Maçlar Türkiye'de yüzde 50 seyirci ile oynanıyor. Beşiktaş'ın stadında yüzde 50'den fazla seyirci var gibi geldi bana. Madem öyle bütün statlarda artık tam seyirci ile oynansın maçlar. Her tarafta serbestlik varken aşı olanların tamamı maçlara girsin. Ondan sonra da vıdı vıdı olmasın.