İşkence çekmeye devam... Futbol oynamıyoruz, top oynuyoruz! Karşımızdaki rakip ile kalite olarak tek tek baktığımızda fark var. Takım ruhu olarak baktığımızda yok. Hatta ruh olayında onlar bizden daha iyi. 90 dakika boyunca kaç pozisyona girdik bir bakın... Onlar daha nadir pozisyona geldiler ama daha tehlikeliydiler. Bizim Türk futbolunun tam dibe vurması lazım ki, oradan alacağımız hızla büyüyelim. Dün akşam bunu kaçırdık. Çünkü bu tip sonuçlar bizi sürüngen durumuna sokuyor. Ne ölüyo ruz ne gülüyoruz… Sürünüyoruz!
Maçı teknik taktik olarak yazacak hiçbir şey yok. Rakip amatör futbol takımı gibi… Arada bir top yapıyorlar, genelde dan dun vuruyorlar. Biz ne yapıyoruz? Hiçbir şey. Koca takımda ne yaptığını bilen bir tek Cengiz Ünder var. Diğerleri yalan rüzgârı. Oynuyor gibi yapıyorlar, milleti aldatıyorlar, oynamıyorlar. Herkesin ilk topuna Burak koşuyor. Bırak onu Hakan Çalhanoğlu alsın. Maddi olarak baktığımızda Letonya'nın sahadaki 11'i 1 milyon Euro, Türkiye'nin 180 milyon Euro. Aradaki fark bu; peki sahadaki fark: İki takım da 1 milyon Euro!
BİZE ÇALSA NE DERDİK!
Burak ile penaltı kazandık. Burak penaltıyı aldı. Peki size soruyorum Burak'ın pozisyonundaki penaltı bizim aleyhimize çalınsaydı ne yapardık? O hakeme neler derdik? Onu seyredenlere bırakıyorum. Hani klasik bir laf var ya futbolcuların maçlardan sonra söylediği: "Önümüzdeki maçlara bakacağız." Bakacağız da hangi futbolla hangi mücadeleyle. Herhalde sürüngenleri oynamaya devam edeceğiz.