Futbolcuydum hakemlerden çok çektim. Sonra baktım ki, bu iş dışarıdan gazel okumaya benzemiyor, 'Şunların içine bir gireyim' dedim. Bir girdim ki, iç taraf bir felaket. İnanılmaz grup ve grupların elinde. Kimileri asker kökenli, kimileri babadan oğula sülale görevlileri, kimileri de siyasi baskılarla hakem olmak isteyenler. Ben içlerinden çıkmadım ama iyi ki bu camiaya girmişim. Çünkü bunların iç yüzünü Türkiye bu kadar iyi bilemezdi. Bunlar birbirlerini ısırmazlar, öyle ya da böyle hakemlikte de hakemlikten sonra da birbirlerine sahip çıkarlar. Bunlar bir ekiptir ve yıllarca bu grupları hakem alemi de, futbol alemi de parçalayamadı. Hele paralar bu hale gelince bundan sonra da zor parçalarlar. Buraya kadar sizi genel bilgilendirdim, şimdi bir de özel bilgilendirme yapayım.
Ankara'da Ali Uluyol diye bir arkadaş vardı. Bu arkadaş astsubay kökenliydi. Benle de birkaç maça geldi. Yıllar geçti ben futbolun basın tarafına geçtim, o arkadaş hakemliğe devam etti. Öyle bir maç geldi çattı ki, Türkiye'de herkes oraya yönlendi. Ben de dahil. O zaman arkadaşım olan TRT Genel Müdürü Yücel Yener'e de telefon açtım, "Bu maçı vereceksiniz değil mi?" diye. "Evet, Ermancığım her şeyimizle hazırız maçı vermeye" dedi. Ancak yukarıdan verilen bir emirle maç naklen yayınlanmadı. Peki bu hangi maçtı? Hadi bilin bakalım... Ben size söyleyeyim. Diyarbakır ile Rıdvan Dilmen'in teknik direktörlüğünü yaptığı Altay'ın maçıydı. Hatta maçtan sonra Rıdvan, "Ben böyle bir şey görmedim. Soyunma odalarımıza biber gazı sıktılar, bizi dövdüler" diye beyanat verdi. Peki bu maçın hakemi kimdi? Ali Uluyol... Yukarıdan verilen, kimden geldiğini bilmediğim bir emirle bu maça verildi. Diyarbakır maçı kazanarak Süper Lig'e çıktı. Peki, "Bayram değil seyran değil sen bu yazıyı niye yazıyorsun, sırası mıydı?" diyebilirsiniz. Sırası arkadaşlar sırası... Neden biliyor musunuz? Bu Ali Uluyol, Ankara'da hem Dernek Başkanı hem de İl Hakem Kurulu Başkanı. Yani bu çocuk şu anda Ankara'da hem savcı hem hakim. Bunu buraya getiren kim? Eskiden bir tabir vardı; fırıncının kızı kim diye... Bu Ali Uluyol'u da buraya getiren kim? Metin Tokat... Yani bombayı alıyor, hakem aleminin içine atıyor. Türkiye'de insanlar zaman zaman hafıza kaybına uğruyorlar, geçmişe bakmıyorlar. Sen o maça özel görevlendirilip, görevini yerine getiren adamı Türk hakemliğinde başını çeken bir şehre getiriyorsun... Benim girdiğim zamanla şu zaman arasında hiç fark yok. Bakınız bu hakem aleminde bir şeytan üçgeni vardı. Oğuz Sarvan, Metin Tokat, Serdar Çakır.. Bu şeytan üçgenini dağıtamazsanız hakemlik Türkiye'de arpa boyu yürümez. Bunlar Serdar Tatlı'yı tatlı tatlı yiyecekler. Parmak uçlarından yemeye başladılar. Serdar bunların hangisiyle uğraşsın? Babalarıyla mı, oğullarıyla mı, siyasilerler mi... Ona kendisi karar verir artık.
HAVUZ PROBLEMİ!
Havuz sistemi vardı dağıldı. Şimdi kategorilere ayırdılar. Süper, 1, 2, 3 diye ya da süper, a, b, c diye ne derseniz deyin. Süper Lig'in hakemleri belli. Sebebini sordum, birkaç cevap geldi eski MHK'lardan. Havuzun amacı şu; biz çocuğu alıyoruz, havuza koyuyoruz. Bursa- Ankaragücü maçına veriyoruz. Havuzdaki bu çocuk, maçı yönettikten sonra bizden 4 büyüklerin maçını istiyor. Ancak bu çocuk o kıvamda değil. Bu sefer ne oluyor? Ya Futbol Federasyonu'na siyasilerden baskı yapılıyor ya da federasyon yönetim kurulu üyelerine baskı yaparak görev almak istiyorlar. Haliyle kulüpler de mağdur oluyor. Futbol Federasyonu da aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık... Şunu da söylediler; "A, b, c de olsa biz ümit vadeden hakemi alır, en üst kademe maça veririz. O yüzden bu havuzun bu hale gelmesi iyi." Bakacağız, göreceğiz.
ŞEKER GİBİ İŞLER
Hakemlikte torpil var mı? Şu ana kadar zaten torpil yok cümlesini inkâr eden bir yazı yazdım. Size bir iki şey daha yazacağım. Volkan Bayarslan ve Suat Arslanboğa'nın en üst kademede işi ne? Yarınlarda inşallah bazı şeyleri görmezsiniz. Bu iki isim, kim veya kimlerin torpillisi? Ama ne kadar yazsak hikâye. Fazla uzağa gitmeyin geçtiğimiz salı günü A Spor'da Trabzonspor- Galatasaray U19 maçı yayınlandı. Bu maçın hakemi kimdi? Burak Şeker.. Soyadı Şeker. Peki bunun babası kimdi? Antalya bölgesinden hakem Adnan Şeker... Vay anasına ya.. Şeker şeker yürüyorlar. Başka cümleye gerek var mı?
VAR HAKEMLERİ EVLERE ŞENLİK
Şikâyetlerim daha bitmedi. Bu VAR sistemi çıktı değil mi? Ee VAR sistemi ne demek? Hakemin görmediğini görmesi demek. Hakem sahada göremiyorsa bu arkadaşlar televizyonda görecekler. Ya arkadaşlar VAR'a alınan hakem listesine bir bakın, evlere şenlik. Demişler ki bunlara ya sizi küme düşüreceğiz ya da burada olun! Bunlar hakemlikte bir şey olamamışlar, VAR'da nasıl var olacaklar! Yani sözün özü şu: Bu hakem alemi ile Türk futbolu VAR olabilir mi? Bana cevap verin arkadaşlar sesli olarak. Bence olmaz. İnşallah bu hakem grubu beni ters köşe yapar. Hiç üzülmem, sevinirim.