Finallere çıktığımız ilk maçta Şenol Güneş'in ideal kadro dediği kadroda iki tane yurt içinde oynayan oyuncu var. 9 tanesi dışarıda. Peki bu Şenol Güneş bu dışarıda oynayan futbolculara hitap edebiliyor mu? Bazıları çok üst düzey takımda oynuyorlar. Şu gözüküyor ki bu Milli Takım'ın genel kadrosu bu futbolu hak etmiyor. Yani iyi bir aşçı olursa bu kadro daha farklı futbol oynar. Bundan 15-20 sene evvel olsaydı tamam. Bizde oynayan oyuncular fazlaydı. Net olarak Şenol Güneş bu Milli Takım'a hakim olamıyor. Üç tane maç oynadık. Bir tane gol attık. O da uzaktan vurulan bir şut. Ne oynadık Allah aşkına! Rezalet. Yenilebiliriz, açık farklı da mağlup olabiliriz ama adam gibi mücadele ederiz. Çatır çatır oynarız, olmaz. Şu gözüküyor ki futbolcularda da bir rahatsızlık var. Bir mutsuzluk var. Bunun bir sebebi vardır muhakkak. Yirmi bir takımlı ligimizde Şenol Güneş ligi bir hafta erken bitirdi. Çok futbolcu yurt dışından geldi bir hafta sonra. O bir hafta önce kampa aldı. Adama sorarlar bir hafta evvel kampa aldığın takım bu mu diye. Üç maçta da rakiplerimiz bizden iyiydi. Belki de bu turnuvanın en kötü takımıyız. Ve son iki maçımızı Azerbaycan'da oynuyoruz. Bakü'de. Biz 85 milyon bir ülke, onlar 10 milyon. Yani bu Milli Takım, Şenol Güneş'le beraber 95 milyonu perişan etti. Olacak şey değil! Dakika 65, elinde kalem kağıt Şenol Güneş kenarda bir şeyler yazıyor. Merak ettim ne yazıyor? Ama tahmin ettim; "Ben bir şey yapamadım, istifa ediyorum" diye... Çünkü böyle hayırlısı olur.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz