Maçtan, pozisyonlardan, teknik-taktiken önce şuna değinmem lazım. Sahada oynayan 22 futbolcu da profesyonel geçiniyor. Pofesyonel adam bu işten ekmek parası yiyen adam demek. Size şimdi 2 profesyonel futbolcu profili çizeceğim. Biri Jahovic biri Sinan Gümüş... Eğer bunlar profesyonelse ben de spor yazarı değilim. Pozisyon icabı kart görürsünüz. Hadi bir kart gördünüz, karttan sonra ona göre hareket edersiniz. Ama yok, bu iki futbolcu da göstere göstere atıldı. Buna mecazi manada ancak şunu söyleyebilirsiniz; takımlarını satan adamlar. Satmak illa parayla olmaz, dün akşamki gibi aptalca da olur.
İkinci yarı F.Bahçe'nin baskısı, Antalya'nın çaresizliği maçı bir anda 5-1, 6-1 yapabilirdi. Olmayınca olmaz. Şu ana kadar seyrettiğim maçlardaki Fenerli oyuncaların hırsı, isteği, baskıları, oyunda yön değiştirmeleri ne G.Saray'da var ne Beşiktaş'ta ne Trabzon'da. Peki çok mu iyi oynuyorlar? Hayır. Ama yeni bir takım. İlerisi için ışık veriyor.
Gördüğüm kadarıyla Erol Bulut koşan, mücadele eden, sahada yürümeyen, topa kafa sokan bir takım istiyor. Bazı futbolcular hariç Bulut'un çok kişiden vazgeçebilirim havası var. Mesela Gustavo... Fener'de ilk 11 yazarken bir numaraya kimi yazarsınız deseler önce Gustavo derim; sonra diğerlerini yazarım. Adamda fizik de var kimya da beyin de... Aslında Sinan sarı kartı görüyor sonra gidiyor hakeme omuzu atıyor. Bu ikinci sarı olmaz direkt kırmızı olur. Hakem orada Sinan'a kıyak yaptı. Tahmin ediyorum Sinan Gümüş Barcelona'nın son maçını seyretti ve Messi'nin hakeme yaptığı hareketi gördü. Kendisini de Messi zannetti. Antalya stadının zemini maçtan önce yeşil görünüyordu. Maç oynandıkça kahverengiye döndü. Bu tip sahalarda çok oyuncu sakatlanır. Takımlara bu paralar verileceğine zeminlere bakmak lazım.