Galatasaray hiç zorlanmadan kazandı.
Çünkü Kasımpaşa o bildiğimiz Kasımpaşa değil. Ölmüş ağlayanı yok. Trezeguet ne yaparsa o... O da tek başına ne yapsın.
Böyle giderse zaten Kasımpaşa ayağına beton bidon bağlanmış ve denize atılmış adam gibi hızla aşağı iniyor.
Kendi iç sorunları.
Peki Galatasaray nasıl oynadı? Eh işte... Öncelikle şunu belirtmekte fayda var.
Bu Diagne denen futbolcu biraz şekerli...
Çünkü maçın içinde her an bir şey yapıp atılabilir. Normal bir kafaya sahip oyuncu değil. Galatasaray'ın başına iş açacağa benziyor. G.Saray elinde ne zaman patlayacağı belli olmayan el bombası ile oynuyor.
Fazla uzağa gitmeyelim. 9. dakikada rakibinin burnunu kanatacak kadar darbeyi hadi hakem görmedi, VAR'daki hakem ne yaptı? Eyyam... Çünkü kamerada net gözüküyor.
4-1 KİMSEYİ ALDATMASIN
Hakemden açılmışken iki cümle daha yazalım. İkinci yarı Belhanda'ya yapılan hareket de net kırmızı. Eğer sen kırmızıyı veremezsen bu sefer futbolcu, futbolcuyu cezalandırmaya kalkar. Sen uyanamıyorsun, Fatih Terim kenardan uyanıyor, "Bunu sahada tutarsam atılacak" diyor ve kenara alıyor.
İşte hakemlik böyle bir şey. Teknik direktörün gördüğünü göremiyorsun.
Yaptığın iki halt daha var. Birinde topla çarpıştın, diğerinde adamla. İkisi de çok iyi akın başlangıcıydı. Sizlere çok iyi tırpan vurmak lazım ama bu tırpanı vuracak Türkiye'de komite var mı bilmiyorum.
Maçta yazılacak fazla bir şey yok.
Galatasaray ağır ağır top döndürdü. Yalnız onlara da şunu söylemek lazım: Topu çok Muslera'ya veriyorlar. Muslera da arkadaşına vermek istiyor. Kasımpaşa sizin başınıza çorap örmedi. Ama biraz top oynayan takım, sizin kalenize 2-3 gol bulabilir.
Galatasaray'ı beğendim mi? Ehhh işte. Çok da değil. Kasımpaşa'yı beğendim mi? Rezalet. İşte size maçın özeti; 4-1 kimseyi aldatmasın.