Bundan 6 ay önce bir kadın bana telefon açtı. "Tavuklarda kullanılan yeni bir ilaç için toplantı yapılacak sizi konuşmacı davet ediyoruz.
Profesyonel olarak ne istersiniz" diye sordu. Benim cevabım şuydu, "Benim geleceğimi tavukçuluk grubu biliyor mu?" O da "Hayır biz düşündük" dedi. "O zaman grupla konuşun sonra bana dönün, parada anlaşırız" dedim. Ertesi gün kadın beni aradı ve gülerek "Siz gelirseniz o toplantıya olay olabilir diye tavukçular sizi istemediler" dedi. Ey Türkiye Cumhuriyeti insanları, bu tavukçular, 'tavuk yemiyorum' dedim diye bana milyon dolarlık dava açmaya kalktılar, sonra vazgeçtiler. Ben yıllardır yemiyorum, yiyene de mani olmuyorum. Tavukçulukla ilgili son yıllarda konuşulanları biliyorsunuz. Hani kesilen parçaların öğütülüp yeniden yedirildiğine dair. Hükümetin çıkardığı karar bu işlerin 5 yıl sonra olmayacağı yönündeydi.
Geçen yıl bir yıl uzatılmış. Geçen yıl beş yıl bitmiş uzatılmış. Bu yıl yine uzatma istiyorlar.
Tavukçular, Türkiye'deki insanların hayatını uzatmak mı istiyorlar? Tavukların güzel yetiştirilmesini mi uzatmak istiyorlar ya da kazançlarının mı daha fazla uzatılmasını istiyorlar? Yıllardır, bu tarz üretim yapan tavukçularla yıllardır bu tarz hormonlu üretim yapan üreticilerle mücadele ettim. Çok mahkemelere çıktım.
Şimdiye kadar aldığım bütün ödülleri attım bir tek ödülü saklıyorum Türk Kanser Vakfı'nın verdiği ödülü… Şöyle yazıyor; "Verdiğiniz mücadeleden dolayı teşekkürlerimizi ve tebriklerimizi sunuyoruz." Bu bana gurur veriyor. Ama yurdum insanı enteresan.
Yıllar önce tavukla ilgili fikirlerimi söylediğimde yolda yürürken bana şunu söylüyorlardı. "Hocam bir daha konuş da ucuz tavuk yiyelim." Ben yurdum insanından şunu beklerdim; "Hocam konuş da yiyeceğimiz güzel tavuklar yetiştirsinler."