Dün gecenin olayı maç değildi. Galatasaray'ın kötü futbolu ya da Trabzonspor'un kendi kapasitesinde yaptığı mücadele de değildi. Bence dün akşamki olay, yılın olayıydı. Bu sezonki ligi anlatıyordu. Sahada saçma sapan kararlar veren bir hakem vardı. İnanılır gibi değil! Penaltıları vermiyor, penaltı olmayanları veriyor. Kartları alakasız yerde kullanıyor. Aynı pozisyonlarda birine veriyor, diğerine ise vermiyor! Hakem elindeki kırmızı kartı önüne gelene sallarken elinden düşürdü. Yere düşen kırmızı kartı Salih aldı, çok doğal bir ifadeyle hakeme gösterip dışarı gitti.
Sahadan gereksiz atılan futbolcuya sinirlenirim. Ama Salih Dursun'u can-ı gönülden tebrik ediyorum. Bir futbolcu bu senenin özetini ancak bu kadar güzel yapabilirdi. Bu Deniz Ateş Bitnel nasıl FIFA oluyor arkadaş! Bu hakem her şeyden evvel futbolu bilmiyor. Bu da Serdar Çakır&Cüneyt Çakır sülalesinden gelen bir hakem. Sülale derken yanlış anlamayın, akraba falan değiller... Yandaşları! Zaten dikkat edin, bu sene Trabzonspor ne çektiyse bu ekipten çekti.
ELMA DERSEM ÇIK...
TFF Başkanı Yıldırım Demirören... Size söylüyorum şu anda ip üzerinde ateşle oynuyorsunuz! Lütfen gereğini yapın. Ben tecrübeli biri olarak söylüyorum. Yarın olacaklardan sıyıramazsınız. Sizin yanınızda kılavuzlar var, ben biliyorum onları isim isim... Onlar işin içinden çıkar, ama iş size yıkılır. Son dönemde TFF Başkanı olarak iyi işler yapıyorsunuz. Ancak MHK olarak yanlış işler yaptınız. MHK sizin namusunuzdur, hakem sizin namusunuzdur. Hakemleri sonuna kadar koruyor. Ama pardon, Sayın Demirören... Bu nedir ya!. Futbolcu, alıp senin hakemine kırmızı kart gösteriyor. TFF, MHK nerede arkadaş! Bu nedir ya! Türk futbolunu ne hale getirdiniz! Futbolcu alıyor kartı, senin hakemine kırmızı kart gösteriyor.
Bu kadar senedir futbolun içindeyim, bu kadar güzel bir kırmızı kart görmedim. Kuddusi, Bünyamin neredesiniz? Çıkıp konuşsanıza Kuddusi, Bünyamin? Neredesiniz? Elma dersem çık, armut dersem çıkma! Gidin abi gidin gidin! Daha fazla rezillik yapmadan gidin! Birileri sizi kovmadan gidin, iş tehlikeli oluyor! Bazı hakemlerinizi de alın gidin!
Dönelim maça... Trabzonspor aman aman oynamıyor. Galatasaray'a bakıyorsunuz, o hiç oynamıyor. Biraz Podolski... İkinci yarı Sneijder giriyor. Anlamadığım Sneijder ilk yarı niye yok. Mustafa Denizli, "Ayağında hafif bir sakatlık var. Ondan oynatmıyorum. Lazio maçını düşünüyorum" diyor. Birileri "İzinsiz olarak Kıvanç Tatlıtuğ'un nikahına gitti" diye etrafta üflüyorlar. Yani Galatasaray bu... Bu Galatasaray'dan bir cacık olmayacak belli. Mustafa Denizli "Nasıl idare ederim, nasıl kovulmam" diye uğraşıyor. Sahaya çıkardığı kadro ve sonraki değişiklikler anlaşılır gibi değil. Şu bir gerçek; olan Galatasaray'a oldu... Tamam bu yılı kaybetti ama şu an önümüzdeki seneyi de kaybetmiş durumda. Çünkü bu Mustafa Denizli'yle seneye bu Galatasaray gitmez. Peki Trabzonspor? Onlar da zaten oksijen çadırındalar. Başkanları söylüyor... Yani dün gece oksijen çadırındaki iki takımı izledik.
FUTBOLU MUZUN ACIKLI HALİ
Aslında takımlar oksijen çadırındaydı ama esas hakeme serum bağlamak lazımdı! Hiç çıkarmamak şartıyla... Eliyle Özer'e işaret ediyor, "Sakın bana parmak gösterme, benimle dalga geçme" diye... Ondan sonra Sabri Sarıoğlu bütün pozisyonlarda seninle dalga geçiyor, seni tribüne şikayet ediyor. Göstersene kartı gösterebiliyorsan! Bu yaptığın "köpeksiz köyde değneksiz gezmeye" benziyor. Bu maç 11'e 11 gitse Galatasaray'ın maçı alma şansı yok. Ama öyle bir hale düştü ki Galatasaray dün gece, ben olsam Selçuk İnan'ın yerinde o penaltıyı kullanmazdım.
"Umut Bulut efendi çocuktur, Ankara'da yetişti, merttir" diyorduk. Dün gece kaçırdığın o iki pozisyondan sonra kendini yere atıp, o penaltıyı kazandırıp, takımına 3 puanı getiriyorsan, kusura bakmayın bunun adı futbol dilenciliğidir. Aslında dün akşamki karşılaşma, futbolumuzun bu yılki acıklı halidir. Yazık... Hasan Doğan iyi arkadaşımdı, Allah rahmet eylesin. Bu sezonun onun adına oynanmasına üzülüyorum. Mezardan çıksa "Benim adımı kaldırın kardeşim" restini çeker. Türk futbolu herkese hayırlı olsun.