Geçen yaz Barselona şehrinde, Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kazanmış, Premier Lig'e ambargo koymuş Manchester City'nin kaptanı, Katalanlar için bir efsane olan Pep Guardiola'nın en güvendiği adamı, Alman Milli Takımı'nın kaptanı ve beyni olarak büyük bir saygıyla karşılanmıştı İlkay Gündoğan… Kim böyle bir futbolcuyu bonservis bedeli ödemeden kadrosuna katmaz ki? Şehrin bir cazibe merkezi olması, kulübün tarihi ve büyüklüğü, soğuk ve gri Manchester günlerinden sonra Barselona'nın insanın içini ısıtan Akdeniz havası Gündoğan çifti için mükemmel bir yeni yuva şartlarına sahipti. Efsane bir orta saha virtüözü Xavi'nin amacı genç ve yetenekli, altyapıdan yetişmiş Pedri ve Gavi'nin olduğu merkeze İlkay'ın tartışmasız klası ve tecrübesiyle çimento görevi görmesiydi. Oyunu tutmak, yönlendirmek, baskı altındayken ya da tabelada gerideyken ayakta kalabilmek her futbolcunun harcı değil sonuçta. Premier Lig yıllarının yorgunluğu ve yaşı nedeniyle bol bol rotasyona giren, maç sayısı düşen bir İlkay izleyebilirdik Barcelona'da. Tam tersi oldu, İlkay bütün sezon en çok dakika alan isim olurken (45'i 11 , toplam 51 maç) oynadığı futbolla da geçici stadında oynayan Barcelona'nın taraftarına şapka çıkarttırdı. Peki nerden çıktı bu ayrılık haberleri? Teknik direktörlüğe Hansi Flick gelmişken, takım Lewandowski ve Ter Stegen gibi İlkay'ın "40 yıllık" dostlarıyla devam ederken ilk sezonunda istikrarın sembolü olan adam için neden gazetelerde "Gidecek" kampanyası başladı. İlkay, geçen sezon net 9 milyon Euro üzerinden anlaşırken, finansal fair-play yüzünden eli zorda olan Barcelona ilk yıl ücret-i ni 4.5 milyon Euro olarak göstermişti
HER GÜN MANŞETLERDE
Yani İlkay şimdi ayrılsa da 4.5 milyon alacaklı... İmzaladığı 2+1 yıl kontratın Barcelona'ya brüt maliyeti 45 milyondan fazla. Günlerdir iki Katalan spor gazetesi El Mundo Deportivo ve Sport'un Barcelona yönetiminden aldıkları manşetler, kulübün İlkay'ın maliyetini karşılamak yerine limiti açabilmek için oyuncuyla yollarını ayırmak istediği yönünde. Şehrin medyasında resmen "İlkay gitsin" kampanyası var. İlkay'lı Barcelona orta sahasında, De Jong, Pedri ve Gavi'nin yanı sıra yeni transfer Olmo, Fermin Lopez ve Torre-Casado-Bernal gibi La Masia'dan yetişmiş 3 genç oyuncu var.
MOURİNHO DA İSTER BURUK DA
Peki İlkay Gündoğan ne yapacak? Taraftarı olduğu Galatasaray'a "Evet" deyip mi memlekete dönecek yoksa İlkay, Acun Ilıcalı'nın peşinde olduğu ve Fenerbahçe orta sahasına getirmek istediği isim mi? Dün İspanyol gazeteleri İlkay'ın Manchester City'ye dönebileceği haberlerine de yer verirken, 10 milyon Euro civarında kazanan her yıldız futbolcunun B planı olan Suudi Arabistan'dan da Al-Nassr kulübünün oyuncuyu istediği son dakika olarak duyuruldu. Barcelona'nın bu şartlarda serbest kalma bedelini -sembolik- olarak 450 milyon Euro belirlediği İlkay'dan bonservis geliri elde etmesi çok zor. Katalan kulübüne bedelsiz gelen, 24 Ekim'de 34 yaşına girecek olan İlkay'ın Süper Lig'e gelmesi halinde ise şampiyonluk yarışında iki yıllık vadede bir Selçuk İnan etkisi yaratacağı kesin. Trabzonspor'dan ayrıldığında kendisine talip olan iki İstanbul büyüğünden Galatasaray'ı tercih eden Selçuk'un bu tercihi ve ilk iki sezonunda ortaya koyduğu performans, şampiyonluk yarışına direkt etki etmişti. F.Bahçe ve G.Saray'ın İlkay'ın yıllık maliyetini karşılayabilme ihtimali için ele kağıt kalemi almaya gerek yok. Bu seviyede bir yıldız için iki kulüp de gözünü karartır ama Galatasaray cephesinde Şampiyonlar Ligi biletinin kesinleşmesi için gerekli bir hafta içinde F.Bahçe elini çabuk tutarsa İlkay'ı kadrosuna katabilir. Peki eldeki orta saha alternatifleriyle Galatasaray ve Fenerbahçe'de İlkay nerede şans bulur? Bu sorunun cevabı basit: Okan Buruk ya da Jose Mourinho taktik tahtasına önce İlkay'ın ismini yazar, sonra 10 futbolcuyu eklerler