Evet futbolun ruhu vardır. Matematik devam ettiği sürece son düdük çalmadan, puan tablosu "Tamam" demeden şampiyon olamazsın. Bu derbiyi elbette "Top ev sahibini sevmedi" diye açıklayabilmek mümkün değil. Okan Buruk ile öğrencileri, oyuna ve topa gerekli saygıyı göstermediler.
"Yerine Mourinho mu ya da Conte mi gelecek" diye papatya falı açılan bir teknik adam, İsmail, Becao ve İrfan Can Kahveci'yi evde bırakıp geldiği derbide elbette ki ön alan presiyle başlayacaktı. Oysa ki o pres maçtan önce başlamıştı. Mert Hakan Yandaş'ın futbol yeteneklerinden daha fazlasını konuşturduğu bir sezon bu. Çokça da yedek kalmış olmanın psikolojisiyle Abdülkerim ve Kerem Aktürkoğlu'nun ona "değer" vermeleri santra düdüğü sonrasına da sirayet etti.
Galatasaray'da Torreira ve Davinson Sanchez-Nelsson ikilisi dışında kulübeden gelenler dahil sözbirliği etmişçesine çok kötü futbol oynadılar. İstatistikler her şeyi anlatıyordu ilk yarıda. Buruk'un devre arasında takımına "Beyler futbol oynayalım" demesi gerekiyordu. O da sezonun en kötü kenar yönetimini sergiledi. Değişiklikleri geciktirdi, sonra da kim varsa sahaya yolladı. Eksik ve 10 kişi kalmış Fenerbahçe, son şansını kullandığı 90 dakikada verdiği mücadeleyle eksiklerine ve 70 dakika 10 kişi oynamasına rağmen kazanmayı bildi. Galatasaray için Konya'da "Mayıs futbolu" gerekli. Dün oynadıkları bir başka mevsimin ayazıydı.