Bir Avrupa kupası çeyrek final ilk maçında deplasmanda takımın üç kilit ismini yedek bırakıp, 3-0 geriye düştüğünde bu adamlar sahne alıp seni İstanbul'a tur ümidini yüksek tutacak 3-2 ile götürüyorsa, bir hafta önce tabelayı belirleyen son golü atan İrfan Can Kahveci daha 11'de ağları bulup kalan dakikaları 50 bin taraftarın önünde tek başına bir finale çeviriyorsa daha ne istersin ki bir teknik adam olarak.
Üstelik ekim ayından beri ilk kez adları kariyerleriyle değil uyumları ve performanslarıyla ideal 11 olmuş kadro ilk kez sahadaysa. F.Bahçe bu sezon bu kupada bir önceki turda ilk maçta formaliteye çevirdiği rövanşta sahasında kaybetmiş ama diğerlerini Olympiakos'u kupa dışına itecek 2 veya fazlası farkla kazanmıştı. İlk yarıda F.Bahçe ceza sahasına giremeyen, Becao ve Djiku'nun müthiş savunmasıyla isabetli şut bile atamayan Olympiakos'un biletini kesecek ikinci gol neden gelmedi peki? Hücumda İrfan Can'ın müthiş istekli ve akıllı oyununa ayak uyduranlar yoktu. Dzeko merkezden derine geldiğinde oyunu rahatlattı ama takımı da ceza sahası için koşu atmadığından hücumda kısırlık Komşu'nun takımını canlı tuttu…
Batshuayi değişikliği doğruydu da uzatmaya gitmesi gereken bir maçta Fred'i 86'da oyundan almanın ne olduğunu Brezilyalı oyuncu yanıtladı kenara gelirken: "Neden?" İlk maçın ardından bu köşenin son satırı şuydu: "Bardağın boş tarafında uçurumun kenarından dönen İsmail Kartal" 120'ye kadar oyunu da verdi rakibe, pozisyonları da…
Livakovic, turu iki maçta da rakibine hediye eden İsmail Kartal'ı penaltılarda uçurumun kenarından alabilirdi ama Tadic, Cengiz ve Bonucci'den biri atabilseydi...