Her transfer döneminde aynı filmi izliyoruz. 3 Büyükler'den birinin Avrupa'da talip olduğu bir futbolcuya bir diğeri bazen de üçü birden teklif götürüyorlar. Böyle durumlarda bu tarz kulüplerin de yönetimleri zil takıp oynuyor elbette. Bunun son örneği Real Betis'de forma giyen William Carvalho için kapışan Fenerbahçe ve Galatasaray. En fazla gelire sahip bu 3 kulüp arasında uzun yıllardır direkt bir transfer yok.
Yönetimler, ezeli rakiplerine futbolcu satmaya çekinirken elbette oyuncular da bunu ihanet olarak algılayan eski taraftarlarının potansiyel sosyal medya tepkisi yüzünden yerlerinden kıpırdayamıyorlar. İşte tam da bu yüzden birçok yabancı futbolcu İstanbul takımlarında forma giyip yurt dışına gittiklerinde ezeli rekabetin bir diğer tarafına imza atıyorlar. Josef de Souza, Bruma ve onlarcası gibi. Oysaki 3 Büyük kulüp arasında birinin eksiği, diğerinde fazlalık olarak duruyor. Takas formülünü akla getiren yok.
YARIM SANİYEDE OFSAYT KARARI
VAR'ın İtalya'da ilk uygulandığı sezonda elbette işler bizde de olduğu gibi rayına girmemişti. Sürekli ekran başına çağırılan hakemler yüzünden oyun sık sık duruyor, ofsayt pozisyonları için 2 dakikadan fazla beklenildiği maçlar oynanıyordu. O günlerde Juventus'un efsane kalecisi Buffon, "Futbol mu oynuyoruz, su topu mu? Bu oyun sürekli durdurularak oynanmaz" diyerek isyan etmişti. Elbette sadece İtalya'da değil her ülkede VAR hakemleri ve teknisyenler tecrübe kazandılar, oyun daha az durdu. Hakemler daha az ekran başına davet edildi. Ama hâlâ teknolojinin diyeceği şeyler var.
Hakem takdirini gerektirecek pozisyon izlemeleri için yapacak bir şey yok. Burada önemli olan VAR odasında ekranda doğru açıdan çekilmiş görüntüyü yansıtıp hakemin bir an önce karar vermesine yardımcı olmak gerekiyor. Fakat söz konusu ofsayt olduğunda ortada takdirlik bir durum yok. 2022 Katar Dünya Kupası'nda futbolseverler yarı otomatik VAR sistemiyle tanışacaklar. Bu sistemde naklen yayını yapan kameraların haricinde saha kenarlarına eşit mesafede dizilmiş 12 kamera yer alacak. Yapay zeka ise futbolcuların hareketlerini, vücutlarının 29 noktasından gelen değerlerle ve içine çip yerleştirilmiş toplarla yarım saniye içinde VAR hakeminin önünde pozisyonun ofsayt olup olmadığını ortaya koyacak.
Yarı otomatik sistemin diğer yarısında ise elbette gelen sonucu kontrol edip onaylayacak olan VAR hakemi yer alacak. Yarı otomatik VAR sisteminde ofsayt pozisyonlarındaki kararların en fazla 20 saniye içinde ekrana yansıtılması hedefleniyor. Bu teknolojinin lig düzeyinde uygulanabilmesi içinse her federasyonun elini cebine atması gerekiyor. 12 kameralı düzeneği ve gelen görüntüyü işleyen programı satın almak zorundalar.
OLYMPİQUE LYON'UN DÜNÜ BUGÜNÜ
Fransa'da Lyon ilk şampiyonluğunu kazandığında başkan Aulas'ın kulübü satın almasının üzerinden 15 yıl geçmişti. 2002 yılındaki o şampiyonluktan sonra Olympique Lyon 6 kez daha arka arkaya şampiyon oldu. Kendisinden 10 yıl sonra PSG de Fransa futbolunda rekabeti bitirecekti. Ama Jean Michel Aulas'ın kulübü, iyi organize edilmiş altyapı ve scouting sistemiyle ülke futbolunu kavurdu. Şampiyonlar Ligi'nden her sezon gelen milyonlar, Essien, Abidal, Diarra, Ndombele, Mendy ve elbette Karim Benzema'nın satışından gelen milyonlar… Bizde rahmetli İlhan Cavcav için 'Futbolu en iyi bilen başkan' denirdi. Aulas da yıllar boyunca Avrupa'da böyle bilindi. Ancak onun farkı, gelecek vadeden teknik adamları seçmek, futbol gözüne inandığı insanlarla çalışmak, kısaca organizasyon şemasını doğru kurmaktı.
Lyon, geride kalan 2 sezonda Şampiyonlar Ligi bileti alamadı. 2010'dan sonra 2020'de de pandeminin dünyayı sardığı günlerde 2 kez Devler Ligi'nde yarı final oynadılar. Bir kulübün başında 35 yıl kalabilmek belki de başlı başına bir yazı değil de kitap konusu. Olympique Lyon yakın zamanda ABD'li yatırım gruplarının eline geçecek. Fransız kulübü, transferde büyük harcamalar yapmaya niyetli değil. Ama yine iş bilenin, kılıç kuşananın. 2017 yazında 42 milyona Bayern Münih'e gönderdikleri Tolisso'yu ve 53 milyon Euro'ya Arsenal'e sattıkları Lacazette'yi bir kuruş ödemeden yuvaya döndürdüler. Futbolda para mühim ama aklın parayı da dövdüğü ortada.