Başka bir diziliş ve 11 ile de çıksak bu maçın favorisi ev sahibi Portekiz'di ama biz "başka" bir diziliş ve "başka" bir 11 ile çıktık. Tercihler böyle olunca "başka" bir maç sonucu beklememek lazımdı ama gerçekten dünya futbolunda akıl sınırlarını zorlayan bir milli takıma sahibiz... Bütün yanlışlara rağmen 2-0'dan 2-2'yi bulup finalin de finalini oynayabilirdik... Üçlü defans tercihi 11'e Ozan ve Berkan'ı eklemiş, orta sahayı bir eksiltmişti. Sırbistan böyle kazanmıştı diye taktik kurgulanmaz. Bu üç stoper, bu kurguyu ne zaman nerede oynamışlar? Zeki'yi Zeki yapan Lille bu dizilişin kenarından geçmiş mi? Berkan'dan ortanın solu olur mu? Bütün bu soruların cevabı elbette ki hayırdı... Defansında ideal 11'inden 3 eksiği olan Portekiz hepsini de aradı. Cancelo üzerinden kurulan oyun aksadı, Fonte'li defans göbeği Burak'ın golünde yıkıldı ve orta sahada Renato Sanches'in dinamizmine ihtiyaç duyan Fernando Santos'un takımı neden play-off oynadığını ispatlarcasına ikinci yarının ortasında oyundan düştü... Milli Takım'ın elbette ki Galatasaray'dan daha iyi bir kadrosu var. O oyun anlayışını benzer yapıdaki Portekiz'e karşı ortaya koysa Kuntz kaybederken telafisi olmayan maçta macera arayan teknik adam olmazdı. Bir Dünya Kupası hayalimiz daha "başka" bahara kaldı.. Kaç bahar geçti 2002'den bugüne... Kaç bahar!..