Dortmund, Bundesliga'nın topa en fazla sahip olan takımıydı ama Beşiktaş 1.5 yıl sonra dolu tribünleri de arkasına alıp hızlı başladı maça. Almanlar çıkmakta zorlanıyor, Pjanic bir maestro gibi rakip yarı sahanın ortasında takımı yönetiyordu. Teknik direktör Sergen Yalçın önceki gün basın toplantısında oyunu iyi okumuş: "Her takımın zayıf noktası var. Mühim olan bizim o zayıflığı nasıl değerlendireceğimiz." Batshuayi'nin kaçırdığı iki pozisyon, işte hocasının işaret ettiğiydi. Leverkusen'li Patrik Schick benzer pozisyonda hafta sonu Dortmund filelerini havalandırmıştı. 20'de Bellingham'ın golü Vodafone Park'ta Beşiktaş'ın Hard Rock müziğine son verdi. Devrenin kalan 25'inde Yalçın'ın takımının oyunu, kasetin teybe dolanması gibiydi.
Atiba Atibalıktan uzakken, Larin'den verim alınamazken, her şey Pjanic'in sırtına yüklendi. Haaland'ın golünden sonra soyunma odasından Beşiktaş'ın yine de kafası dik geldiğini söylemek lazım. 70'e kadar çok iyi mücadele ettiler. Sağlı sollu ataklardan gol çıkmadı. Emre Can'ın olmadığı, Witsel'in de kulübede başladığı Dortmund orta sahasına karşı ilk yarıda gol bulmak mühimdi. Witsel ile 2. yarı göbeği sağlama aldılar. Ve iki farkın rahatlığı ile bol bol oyuncu değiştirdiler. Haaland'lı Dortmund Ivan Drago, Beşiktaş Rocky demiştim maç günü. O ilk 20 dakikada rakibin canını yakarken, atılacak 1 gol Almanlar'a saydırırdı, olmadı. Vida'nın yokluğunda mücadelenin tesellisi Montero'nun golü oldu. Sonuçta Rocky bir film, dün gece izlediğimiz ise hayatın ta kendisi.