Dün akşam sahaya çıkan Galatasaray 11'i geride kalan sezonda ligde deplasmana gittiği herhangi bir maçın favorisi olamazdı. Hollanda Ligi ikincisiyle deplasmanda bu kadro ile oynuyorsanız işiniz zor değil çok zordur. Üstelik geçen sezonun kanayan yarası geri paslar, bireysel hatalar ve orta sahada rakibe çok kolay kaptırılan toplar… PSV Eindhoven önce Muslera sonra Emre Kılınç'ın hatalarıyla iki farkı bulduğunda oyunun hakimiydi. Galatasaray'da ne eksikse PSV oyunuyla bunu gösterdi. Atletik hızlı oyuncular, seri paslar, önde pres ve rakibin hatasını kollayacak kadar skordan bağımsız oyun konsantrasyonu… Bunların hiçbiri Galatasaray'da yoktu. Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi gruplarına kalacağına PSV kurası öncesinde de inanmıyordum. Bu yol taşlı, yokuşlu bir yol. Transferleri de Temmuz 20'ye yetiştirebilmenin futbol dünyasında bir pratiği yok. Kasasında parası, satacak oyuncusu olmayan kulüp, umduğunu değil ancak transfer sezonunun sonuna doğru bulduğunu alır Avrupa'da. Bir bayram akşamı sezonun ilk resmi maçında 5 gol yemek elbette Galatasaraylılar adına can sıkıcı. Ancak eksiklerin herkes farkında. Galatasaray kimi alırsa alsın atletik ve ayağı yere sağlam basılı futbolculardan kurulu bir kadroyla lige başlamalı. Sarı-kırmızılı takım adına en iyilerin Sekidika ve Ömer Bayram olması bile aslında bize birçok şeyi anlatıyor.