Terim'in fizik kadar en az zihinlerin de yorgun düştüğü derbiden sonra dün akşam as kadrosu ile sahaya çıkmasının birden fazla sebebi vardı.
1- Finale 270 dakika kalmıştı.
2- Alanya ligin ilk yarısında İstanbul'da kazanmıştı.
3- G.Saray'ı geçen sezon eleyen takım Alanyaspor'du.
Kaybettiği bütün maçlarda topa sahip olma obsesyonundan vazgeçmeyen Alanya dün kendisinden bir tık az topla oynamayı seven G.Saray'a geçiş oyunu ile ilk yarıda adeta futbol dersi verdi. Sağ kanatta yeni transfer Yedlin ve önünde Babel, Davidson ve Babacar karşısında çaresiz kalırken Taylan'ın da bütün sezonun yorgunluğu hızlı gelen Alanya hücumcuları karşısında ortaya çıktı. Feghouli ve Arda olmadığında G.Saray'ın bir oyun lideri yok. Bu oyuncular hücumdaki verimlilikten daha çok pas geometrisini hazırlayan, adeta saha içinde hücum planı çizen karakterler. Onların yokluğunda Babel her seferinde kendine oynayan bir futbolcu. Buna Belhanda ve Onyekuru'nun da laubali oyununu eklerseniz tabeladaki skorun çok da abartılı olmadığı konusunda mutabık kalabiliriz. Terim, Taylan'ı dinlendirip Kerem Aktürkoğlu ile başlayıp, Başakşehir maçının ardından söylediği üzere "Artık top rakipteyken de tehlikeli bir takımız" sözünü sahaya yansıtabilirdi. G.Saray'ın direkten dönen üç topu, Mohamed'in golü ve Fernandes'in bitiriciliği ile 3-2'yi 10 dakika önce bulsalar maçı bile çevirirlerdi. Bakasetas ile vedalaşan ve takımın bel kemiği olan diğer oyuncuları Tzavellas ve Siopis'i kulübede başlatan Alanya, yarı final biletini elbette sonuna kadar hak etti. G.Saray'ın önündeki maç Kasımpaşa ancak bir hafta sonraki Alanya deplasmanındaki oyun planına dair dün akşamdan çok ders çıkarmak gerekiyor.