Orta sahası problemli, Muslera'nın olmadığı Galatasaray'ın bu milli araya kadar lig ve Avrupa fikstürüne baktığımda "İşi çok zor" notunu düşmüştüm. İlk 4 maçı kazandıklarında "yanıldım" dedim ama erkenmiş. Çünkü Neftçi ve H.Split'e karşı kazanmak sadece istatistikti, yanıltan 4 maçını da kazanamayan son şampiyon Başakşehir oldu. G.Saray, derbiyle başlayan 3 maçlık seride 1 gol attı, Avrupa'dan elendi ve ligde 5 puan kaybetti. Evet, 22 günde 7 maça çıkmak sezon başı hazırlığının yeterli yapılmadığı bir sezon başında yeteri kadar ağır ama aylardır maç oynamayan Etebo enerjisiyle dün takımının en iyisi oluyorsa bu işte bir gariplik var demektir.
Dün ilk yarıda gayet açık oynayan Kasımpaşa karşısında Galatasaray hücumcularının topla ikinci hamleyi yapacak mecalleri yoktu. Arda Belhanda ve Feghouli yetenekli ama enerjileri düşük. 2 yıldır her gün satılan Belhanda'nın vücut dili ortada, "Verin bonservisimi bugün gideyim"diyor. Feghouli için ise her sezonun ilk yarısı aynı hikâye… Sadece Saracchi'nin sakatlığı bile Terim'in takımının dinamizmini bitirdi. Omar lige iyi girmişti ama bozuk Feghouli onu da bozdu. İkinci yarının başında Falcao-Babel ve Emre'nin oyuna girişi, Kasımpaşa'nın 70'e kadar oyunu sahasında gereğinden fazla kabul etmesi bir baskıyı getirdi ama oradan da Falcao'nun Haliç'e giden iki şutu çıktı… Son 20'de oyun Diagne dışarı Ömer içeri diye bağırırken Linnes'in girmesi de bir başka gariplik...
G.Saray kaybetmeyi sonuna kadar hak etti. Milli arada biten şarjlarını doldurmak zorundalar. Kasımpaşa'da Yusuf Erdoğan'ın nefis golü, Aytaç Kara'nın orta sahada maestro dedirten oyunu, G.Saray'da Fatih, Luyindama ve Etebo üçlüsünün savaşı… Cüneyt Çakır 2 metre önündeki faulü vermeyip, ofsayt tartışması için çağrıldığı VAR'da faulü 5.5 dakikada tespit edip ilk yarıyı 3 dakika uzattı. Sorarsanız memleketin en kıdemli ve en iyi hakemi (!)