Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BÜLENT TİMURLENK

Emre ve Volkan’ın yürüdüğü yollar...

İlkokulun kapısından girip üniversiteden mezun olduğumuz güne kadar geçen 20 yıl sonunda fakülteyi birincilikle de bitirseniz iş hayatında birinci basamaktan başlıyoruz. Tıp mezunu hemen doçent olmuyor, iletişim mezununu yayın yönetmeni yapmıyorlar, genç mühendislere büyük projeler teslim edilmiyor. Aslında futbolda da böyle ama bizde değil. Eğitim hayatı gibi altyapıdan futbolu bıraktığınız güne kadar geçen zaman da 20 yıl. "Yaşlı futbolcu" iken bir gün sonra "genç teknik adam" oluyorsunuz. Çıktığınız merdivenlerden indiğiniz yok. Zirvedeydiniz ama teknik adamlığın yolu başka, ilk basamağı da kurslar ve 15-16 yaş takımlarıyla çalışmak...

BİLİNMEZ BİR YOLDALAR
Fenerbahçe'de Volkan futbola devam edip etmeyeceğini bilmezken, teknik kadroya alındı. Emre futbolu bırakıyor ve gelecek sezon ya sportif direktör olarak görev yapacak ya da teknik direktörün yanında ikinci adam olacak. İşte tam burada Avrupa'daki gelenekten ve hiyerarşiden ayrılıyoruz ve işte tam da bu yüzden bizim altyapılarımız işlemiyor. Pep Guardiola, Barça efsanesi olmasa da altyapısından yetişmiş futbolcuydu. Ona önce B takımı emanet ettiler. Zinedine Zidane, Real Madrid altyapısında çalıştı, takım arkadaşı ve kulübün efsane golcüsü Raul iki yıl önce 15 yaş takımının başındaydı, bir yıl sonra B takımının sorumluluğunu verdiler.
Ticaret hayatında babanız size şirketini teslim edebilir ama orada bile çıraklık-kalfalık günlerinden geçmişsinizdir. Kulüpler sonuçta kimsenin babasının malı değil. Emre ve Volkan burada son örnekler ama ilk olmadıklarını hepimiz biliyoruz. Antrenörlük tecrübesi A Takımla başlamaz. Futbolda her şey oyunu bilmekle ya da maça taktik hazırlamakla bitmiyor. 25 kişiden oluşan 18-40 yaş aralığında insanları yönetiyorsunuz. Sadece kendi performansından sorumlu olarak bir takım oyununda yer alanların, futbolu bıraktıktan sonra 25 adamın sorumluluğunu ve dertlerini üstleneceklerinden habersiz olabilirler mi?

BEKLENEN SON GELDİ...
İşte bu yollardan geçilmediği zaman Trabzonspor maçındaki görüntüler ortaya çıkıyor. Sahada bir teknik adam; yanında konuşan ve kırmızı kart gören müstakbel sportif direktör/antrenör ve tribünde geçen yıl ellerinde eldiven olan ama şimdi telefonla taktik veren bir kaleci... Emre ve Volkan zor zamanda taşın altına ellerini koymak istiyorlar ama geleceklerini düşünüyorlarsa Raul ve Guardiola'nın izinden gitsinler. Çünkü büyük futbolcuların küçük teknik adamlığının yarattığı hayal kırıklığının karşılığı, büyük yalnızlık olarak dönüyor bazılarına...

Başakşehir ve Okan Buruk için tarihi fırsat
SEZON başında ilk maçta Roma, Başakşehir'i sürklase edip 4 gol attığında zorlu grupta doğrusu ben de Okan Buruk'un takımına şans tanımıyordum. O mağlubiyetin ardından basın toplantısında başını dik tutan ve 'Bu kupada çok şey yapacağız' diyen Okan Hoca inandıklarının peşinden yürüdü ve bu takım Sporting'e 4 gol atıp geldi son 16'ya. Şimdi Okan Buruk, ağustos ayında 1-0'ın rövanşında Kopenhag'a, UEFA Kupası'nı kaldırdığı Parken Stadı'na belki gidemeyecek ama nerede oynanırsa oynansın turu geçeceğine inanıyorum. Başakşehir gibi zor gol yiyen ve yıldızları olan bir takım için çift maçla hırpalanmak yerine tek maç eleminasyonla oynamak ise tarihi fırsat. İşin özeti Kopenhag'ı eleyince 3 maçta kupayı kazanabilme şansı... Yarı final bile oynasalar Okan Buruk ve öğrencisi İrfan Can Kahveci'ye Avrupa kapıları sonuna kadar açılacak. Çok futbolcu yolladık son yıllarda şimdi bir teknik adamı, Okan Buruk'u Avrupa Ligleri'ne uğurlarız, kim bilir...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA