Sonu hüsran transfer hikâyelerinde sırada Roberto Baggio ve G.Saray var... Baggio, 1999-2000 sezonunda Avrupa'dan çok teklifler alıyordu. Onu ikna eden ya da ikna ettiğini sanan G.Saray'dı. Otobiyografisi 'Gökyüzünde Bir Kapı'da yıllar sonra anlattığı üzere Baggio, "Farklı bir coğrafyada huzur bulurum" diyerek G.Saray'a "Evet" demişti. Ne olduysa bir akşamda oldu. Futbol dünyasına uzak, yakın arkadaşlarıyla akşam yemeklerinde buluştuğu restoranda çevresindekilerin ısrarıyla ülkeden ayrılmamaya karar verdi. Hagi'li G.Saray, o sezon UEFA Kupası'na doğru yürürken, Baggio o takıma gelseydi, Terim ve öğrencilerinin yolu Kopenhag-Parken'a çıkar mıydı? Ya da çıktığında 1994 Dünya Kupası finalinin aksine bu kez sırtını Taffarel'e verip fileleri havalandırır mıydı Baggio?

HİGUAİN'İN HAYATINI KURTARAN PASSARELLA
Fransa'nın Atlantik kıyısına Brest'e futbol oynamak için çok uzaklardan gelen bir adam ve ressam eşi... Az sayıdaki valizlerin yanında iki de çocuk: Nicolas ve Federico. Büyük olanın yolu Beşiktaş'tan geçti, küçük olan ise büyük yıldız oldu. Ressam anne Nancy, Arjantin'in efsane boks antrenörlerinden Santos Zacarias'ın kızı. Bir gün 10 aylık oğlu ateşler içinde kaldığında ambulans çağırdı, gelmedi. Buldukları ilk otomobile kocası ile bebeği koyup, hastaneye koşturdular. Teşhis; menenjit. 20 gün ateşini düşürmek için çabaladı doktorlar. Hastane günlerinde baba Jorge'nin yanından ayrılmayan kadim bir dostu vardı. Bir River Plate efsanesi Daniel Passarella... Higuain Ailesi'nin kaderini değiştiren adam. Evet o çocuğun adı da Gonzalo Higuain ve şimdi Arjantin'de kanser tedavisi gören annesinin başucundan ayrılmıyor, bugünlerde İtalya'ya dönmeye niyeti yok.

REDONDO'NUN MÜTHİŞ TOPUĞU
Futbol tarihinde unutulmayan anlar sadece goller değil bazen de bir çalım bir pas... Tam 20 yıl önce Old Trafford'da Manchester United- Real Madrid maçında İspanyol ekibinin Arjantinli yıldızı Fernando Redondo, rakibi Berg'i müthiş bir topuk hareketiyle geçti. Ona Real Madrid'de haksızlık yaptılar, dönemin en büyük yeteneklerinden biriydi. Redondo 50 yaşına geldi, ona o müthiş topuk hareketini hatırlattılar. "Profesyonel hayatımda o hareketi ilk kez yaptım ama Argentinos Juniors alt yapısında oynarken topukla topu önüme alıp adam geçtiğimi hatırlıyorum" dedi. Redondo o unutulmaz çalımından sonra kafasını kaldırdı, Raul'a attı topu ve gol. Müthiş topuk paslarında bu hafta Guti'yi de hatırlayacağız...