Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BÜLENT TİMURLENK

Bu bir bile bile lades hikâyesi

Beklenen oldu ve Comolli gitti... Gidenin ardından konuşacaklar ama ben, 2 Aralık 2018'de bu sayfalarda Fransız sportif direktör hakkında yazdıklarımı hatırlatmakla başlamak istiyorum:
"Ali Koç dönemi 20 yıl aradan sonra beyaz sayfaydı Fenerbahçe için. Aziz Yıldırım'ın yabancı sportif direktörü Terraneo (Fenerbahçe'ye geldiğinde "Inter'in Mourinho ile 2010'da 3 kupayı aldığı kadroyu kurdu" diye yazılan Terraneo, 2004 yılında Inter'den ayrılmıştı. 10 yıl boyunca ne içti ne yedi bilinmiyordu, Kadıköy'e adım attığında futbol sihirbazı demişlerdi.) olmamıştı ama bu kez Damien Comolli girmişti kapıdan.
46 yaşındaki Fransız sportif direktör, 'yetenek avcısı'nın CV'si "parlaktı". Arsenal, Saint Etienne, Tottenham ve Liverpool'da çalışmış, yıldız isimleri keşfetmiş ve çalıştığı her takıma yetenekli futbolcular kazandırmıştı.
Gerçekten böyle miydi? Bir kulüpte scout bölümünde çalışıyor olmak, sportif direktör olarak görev yapmak, transferlerin hepsinde sizin imzanız olduğunu kanıtlamaz. Damien Comolli hakkında pozitif cümleler kuranların referanslarındaki sapma budur. Gelin Arsenal'den 20 yıl sonra ayrılan Arsene Wenger'in 2010'da söylediklerini hatırlayalım: "Comolli, Arsenal'de sportif direktör falan değildi. Bizim şef scout'umuz Steve Rowley, onun altında çalıştı Comolli". Abartmayın demeye getiriyordu Fransız teknik adam. Çünkü vatandaşı Comolli, İngiliz futbolunda kendi CV'sini kurarken Arsenal'e yıldızları kazandıran adam olarak kendini tanıtıyordu. Cesc Fabregas, Theo Walcott, Bacary Sagna, Abou Diaby ve Philippe Senderos transferleriyle alakası yoktu ama varmış gibi bilinsin istiyordu. Arsenal'e kazandırdığı tek ismin bugün Başakşehir forması giyen Gael Clichy olduğunu yazan Independent Gazetesi, Damien Comolli'nin benzer bir CV pazarlama taktiğini Tottenham sonrasında Liverpool'a da yaptığını yazdı. Liverpool'da Daglish dönemindeki transfer fiyaskosunun faturası Comolli'ye kesildi. Evet, Luis Suarez iyiydi ama ya 40 milyonluk balon Andy Carroll? Fransız medyası büyük bütçelerle oynamayı seven Damien Comolli'nin profesyonel kariyerinin başında görev yaptığı St-Etienne'e Premier Lig'de çalışmış etiketiyle döndüğünde yaptığı transferlerin fiyasko olduğunu ve Fransız kulübünün 25 milyon euro harcama altında ezildiğini yazdığı satırlar da gazete arşivlerinde..."
11 ay önce bir soruyla bitirmiştim: Comolli'nin bize sunduğu "Onu da ben aldım, bunu da ben keşfettim, hep en iyisini yaptım" CV'si, hep mutlu fotoğrafların olduğu Instagram'ı hatırlatmıyor mu sizce de? Bu satırlardan 13 ay sonra Comolli giderken, transfer fiyaskolarını Fenerbahçe taraftarı ezbere biliyor, sıralamaya gerek yok. Yeni soru belki de şu olmalı: Comolli'nin Fenerbahçe'deki icraatlarının St-Etienne günlerini hatırlattığı konusunda mutabık mıyız? Comolli, bile bile lades hikayesi değil midir?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA