Futbol ya da basketbol, top sadece ayağınıza ve elinize geldiğinde oynanan sporlar değil. Tenisçi topu raketine mi bekliyor, yoksa rakibinin vuracağı köşeye hareketlenip pozisyon mu alıyor? Takım sporlarının olmazsa olmazı, top takım arkadaşındayken ona birden fazla pas alternatifi yaratmak, hele ki bu oyun futbolsa pas için kurulan üçgenler ne kadar büyürse top kaybı da o kadar fazla olur. Fenerbahçe'nin de dün kazanırken zorlandığı ve özellikle ilk 75 dakika yapamadığı buydu. Dakika 19'da Hasan Ali'nin orta saha içinde tek pas alternatifi Moses'dı ve Moses'ın ayağına top geldiğinde 3 Sivaslı sıkıştırmaya gelmişti bile.. Topu ayağına isteyen ve oyunu o an oynamaya başlayan futbolcularla organize atak yapabilmek mümkün değil. Orta sahada iki kesici Tolgay ve Mehmet Topal'ın hücuma desteği olmayınca Zajc'ın ayağına top geldiğinde onu uzaklardan izleyen 3 adam vardı: İki kanatta Moses, Ayew ve en uçta Soldado.
Sivasspor, Başakşehir'i İstanbul'da devirirken de önde baskıyla rakibi ısırmıştı. Dün de bunu ilk yarıda başardılar. Attıkları golde organizasyon nefisti ama Fenerbahçe bir dakika sonra Soldado'un kilit pası ve son vuruşuna imza attığı golle hemen gol bulunca karşılarında ayağa kalkmış tribünleri de buldular. Ekici'nin golünde Hasan Ali'nin son vuruşu, Yanal'ın takımı adına en organize ataktı. Hakan Keleş, Robinho'yu kaybettikten sonra Diabete'nin enerjisiyle hücumunu ayakta tutuyor ama dün akşam cesur oyunları usta bir son vuruşçu gerektiriyordu. Fenerbahçe hücum girişimde neden en azından 15 ve üstüne çıkamıyor ve neden evinde ilk 45 dakikada çerceveye tek isabetli vuruş yapamıyor? 3 puanı cebine koyan Yanal'ın milli arada cevap bulması gereken budur.