Hafta içinde Salı günü Şampiyonlar Ligi'nde Napoli ile oynamışsın, zorlu ve yüksek tempoda bir mücadele sergilemişsin.Beşiktaş'a sorsalar "Senaryo nasıl olsun?" diye.... Siyah-beyazlı oyuncular, "İlk 20 dakikada gol veya goller atıp garantili bir skor alalım, ondan sonra oyunun kontrolünü sağlayalım" derlerdi. Beşiktaş için bu senaryo gerçekleşti ancak devamı gelmedi. Beşiktaş'ın bunu sorgulaması lazım. Oyunu 2-0'a getirdi ama ondan sonra oyuna hükmeden ve pozisyonlara giren takım Trabzonspor oldu.
Galatasaray maçında öne geçen taraf Trabzonspor'du... Ondan sonra bordomavili takım savunma ağırlıklı başka bir oyuna döndü. Dün ise tam tersi bir senaryo vardı sahada.. Trabzonspor'un farklı plan ve stratejisinin de olduğunu gördük.Mühim olan Trabzonspor'un oyuna ortak olma gücünü sahaya yansıtması. Beşiktaş ikinci yarıda fizik olarak düştü ama Trabzonspor'un dirilişini de görmemiz lazım.
Beşiktaş'ın muhakkak geniş bir kadrosu var ama Caner ve Talisca'nın yokluğu büyük eksikliktir.Teknik direktör Şenol Güneş'in geçen seneden farkı bu sene çok fazla Olcay ve Oğuzhan gibi kenar oyuncularını kullanmıyor.Kimi kullanıyor, Ömer ve Cenk gibi santrfor özelliği olan oyuncularını kullanıyor.Şenol Hoca için bu son derece radikal bir karardır. Getiren ve tutanla değil, atanla kullanıyor Şenol Hoca kenarları...
Beşiktaş'ta en beğendiğim oyuncu Atiba'ydı. Hem savunmada hem hücumda güçlü bir performans gösterdi, 90 dakika boyunca oyunun içindeydi. Quaresma belki penaltıyı yaptırdı ama çok daha iyi oyunları vardı. Oğuzhan'ın da fiziksel yetersizliği Beşiktaş'ın oyununa olumsuz yansıdı. Penaltı pozisyonunda ise Bero, kendini öne doğru atmasa hakem penaltıyı vermezdi. Bero o pozisyonda Quaresma'ya kalçayla darbesi var ve penaltı kararı doğru. Atiba'nın, ceza sahası içinde N'Doye'ye yaptığı hareket de bana göre penaltıydı.